dakik
Barın teras katında
saatlere böldüler bizi tik tak tik tak hiç sekmeden, çok dakik geçti yanımızdan memleket kurşunları. Sonra sabahçı kahvesinde oturdum çay içtim tütünsüz rüzgar kendi halinde ve sabaha çok varken ellerim kaba, ellerim kör… Senin ellerini düşündüm sonra ve gülümsedim, gülümsemek ne yakışır yanında seninse memleket gibi hep güzeldi ellerin dönüp benden uzaklaşan ellerine bakar sanki görürdüm ellerine saklı Afrika’yı... Barın teras katında saatlere böldüler bizi tik tak tik tak alıp götürecekler birazdan bu yüzden hep vaktinde sevdim seni… Kırmızı fular takmış bir kadın boynundan ısırılmış plastik mermilerce yasal lekeleri örten kırmızı fuları öylece karşımda güzelleşiyor akşam rüzgarıyla… Ölenlerin faili aranıyor şu saatlerde peki ölmeyenlerin faili ne olacak? Ölmedik ama bu halde yaşıyorsak, elbet bir failimiz var. Barın teras katında saatlere böldüler bizi tik tak tik tak bu yüzden çok dakik sevdim seni… |