Soluk Bir Resimdir Kalan
Kaçınılmaz özlemlerin çelişkili kürelerine bakınca
Anlamsız başkaldırılarla geçiştiririz öğünlerimizi Bir oyundur tıkırtılarla avuçlarımızı bırakan yaşam Işıklar birer birer sönerken morlaşan gözlerimizde. Sonsuz bir düşünüşün zifiri gecelerine düşler asarız Sessizliğin korkak izbelerinde şarkılar mırıldanırız Çoğalırken sancılarımız biz huzurun sokağını ararız Toprağın isyan ettiği ölüm küllerini denize serperiz. Unutulmuş bir kıyıdır belki içimizdeki ölümsüz ada Yalnızlığın hicranlı şarkısıdır dudaklarımızdaki sevda Hüzünlerle uzarken saçlarımız, sitemler ederiz yıllara Kızıl bir gökyüzüne avuçlar açarız, isyankâr dualarla. İhtirasların örsünde tükenirken sabrımızın kor demiri Göçmüş bir geleceğin çarşısında ararız nar/ı sevgiliyi Her mevsim göçebe umutların yüküyle geçeriz çölleri Doyulmamış güzelliklerin mezatlarında satarız sevgiyi. Usumuzda gariban bekleyişlerle, aşkı tavlarız tarlalarda Soylu acılarla göçeriz sonbaharda kendimizden uzaklara Soluk bir resimdir albümlerde kalan, düşeriz yanaklara Küçücük bir deredir yaşamak, karışır bir gün ırmaklara. Selahattin YETGİN |
kendimize acımanın anlamı yok, bugün ne mümkünse onu yaşamak lazım zaman akıp gitmeden. tebrikler şair.