YORULDUM YAŞAMAKTAN
Damarlarımdan çekilen ne ki
Beni erken terk eden dost, cevapla saydamlığından Hırslarım mı? Unutulmuş oyuncaklarımdan daha çocuklar şimdi aslıma Onlar,o en uzak duranlar Çoktular Tuzunu yağmurda kuru tutar Ve becerikliydi elleri Yağ gibi kayıp giderlerdi tüm zamanlardan Yaşam sürünürdü o vakit ayak altında Oysa eridim ki gözlerimin sağanağında Ne zamandır yalan mavi Renkleri mi çalan türküden kederi gördün mü Solgunken ay ışığı Buzdandı o yansımalar Merhaba neden zor gelir insana Sen ki,hücrelerimin her biriyle tanışmıştın Karışıp en eski arzuya İnkarın inan dukunuşsuzluğa... Barınamıyor hiçbir aşk bu soğuk toprakta Dokunabilsen azıcık yalnızlığıma O kuş düşüp ölmeyecekti belki de Eylül rüzgarında Annesini sevmeyenden Hayır gelmez adama Ve sevmedim o düş kadınını Dün,bu gün ve yarın yoktu zaten çoğulumda Özlemiyorum artık ne baharı ne kırlangıçları Şimdi hiç bir çoşku ve umut sığmazken O bildiğin dünyalara Düşün hadi Sığacak bedenim Bir avuç yokluğa... Sol göğsümde bir ağrı Hadi sus lütfen Uykum var Hem de sonsuzundan.... Saadet Yıldırım |
Tamam sustum..
Jilet parçasıda masanın üzerinde..
Bu kadar zor olmamalı..:)