AH O TOPUKLARBir melodidir akşam rüzgarı. Camdan narince süzülüverir, kanatları ile uçarı... Bir perdenin hışırtısında salınır akşamları. Ağır değil; Yasemin kokulu bir esintiyi taşır gönüllerden içeri. Bir kadının topuk sesinde şenlenir akşamın nazik, incecik yeli. gitmek istemez şenlendikleri yerden hemence... Topuklar tıkır tıkır eğlenirken yerlerde. Ayaklar bu zarafetten dellenir Yerdeki halılar şaşar feleğini, neredeyim diye söylenir. Ah o topuklar! Yerin değil de sanırsın ki arşın tozunu attırır. Akıllılar görse sanki akılları az zorlanır. Pembemsi dudaklar, sanki dalda bir kiraz. Beden salınırken ediyor sanki hafifçe naz. Bakan gönüller, ediyor biraz hovardalığa niyaz. Ah o topuklar! Yürürken eder görenlere türlü türlü cefa… Lakin cefa edilende de yoktur bazen hiç vefa... Etekler zil çalarken mana ile Makam salâvat ediyor ona usul ile… Ah o topuklar! Yürür güzelliğin abidesi. Zilli değil, puanlıdır elbisesi. Şıkır şıkırdır bedenden yükseliveren edanın işvesi. Sanki olurum her başa tasa der gibisinden, Basar zarafetle yerin üzerine. Salınırken bir ahenk yükselir göğe. Allah’ım o ne endam! Yer mi göğe çıktı, gök mü yere çakıldı bir anlasam! Çiklet nasıl böyle çok yakışır, bir ağza Sakız pişman ağızlara sakız olduğuna… Tuzu kuru akşamlara nöbet tutturur, bu güzellik. Sanma serdedir, eser geçer hemencecik. Güzelden geçersin geçmesine de, Ah o topuklar! Derindedir sızısı derinde… Nasıl etmeli, Tıkır, tıkır… Nereye gitmeli? Ah o gülüş… Fıkır, fıkır. Ah o endam… Ah o salınış… Ah o gerdan kırış… Ah o kaş çatış… Aklım karışık… Ah o topuklar… maide Özgüç 20 Ağustos 2013 |