Cinnet Saatlerin Cinayet Günlükleri
önce şiirlerimi unut sonra serseri şairlerin ağlayışlarını
kıymetine kıyam düşen bir akşamdı sevmeler bunu da benim aşktan bunca zaman yengime say ben yanıldım ve yenildim yetmedi örselendim ve durup olur akar diye mavi seherlere seslendim bana bir gözlerini anlatma bir de pencereme düşen buğuyu şimdi ömrüme ben hicran yettim ama anılarımı vuranlar da sahi sahi kimlerdi bilemedim… çok çok sonra öğrendim cinnet saatlerin cinayet günlükleri olurdu o şehirlerde gülüşümüz kayıtlı pusulamızsa yıldızsız ve pullarımız mektuplardan firari bu yüzdendi belki yamaçlardan süzülüp her dem göğsüme dağılıp depreşip gelişin ki sen aysu kız aşkı hüzünlere asan yaralı ceylan bileği şimdi hangi ormanda seni bulup da solurum sekerek geçtiğin o esmerinden de bahar menekşeleri… cefalı kemancıların nasırlı notalarında çalınmış ve çıldırmış şarkılarda kalmışım yetmemiş sonbaharlara eşlenip dökülen hüzzam yanığı çamurlu yağmurlarla yıkanmışım bir sözüm bile yok işte vedalara neyleyim yeminleri desen derlenmemiş nadaslara ekmişim artık bir rüzgar bile bileylenir sesime diye diye varsın düşsün yeniden ucube gölgeler peşime… intihar dediğin ne ki kurşun dizeler bıçak ışıltısı gibi işlenmiş fikrime… varsın kirpiklerimden devrilen düşler sökülsün sizin olsun o ıssız şiirler gözlerim o ıslak sokaklara gökçe yüzlü şairlerle dirhem kirvem dökülsün… Mert Metin |