Günaydın tavan
Bu kaçıncı mevsimdir üzerime çığ gibi düşen
Göğsümde çamur gibi saplanan şu öksürük
Dağılır kalbimin duvarlarında
Eskimeyen anılar yine toz duman




Hiç değişmemişsin çalar saat
Hala inatçı
Söyle bu yalnızlığın kaçıncı asrı
Tembellik zamanı geçeli çok oldu, bir iç çöküştür bu
Kemiklerim sızlıyor artık
Takvim yaprakları da değişmiş
Demek ki yaklaşıyor vaat




Hey gidi koca çınar
Yıkılmamışsın hala, güneş sana da gülüyor demek ki
Bu kaçıncı aralıktır saçlarından dökülen
O yağmur kokusu,
Ama bu toprağın değil
Yine penceremden üşüyen kalbime sızar




Hasretten çatlarken şakaklarımız
Ah tükenmeyen hasretim, söyle
Bu kaçıncı sensizliktir canımdan sökülen,
Çıldırtan bu sessizlik
Yokluğunun mateminde her sabah
Ayin gibi,
Yine sigaram bir de eskimeyen şarkımız




Sana şiirler yazardım hatırlarmısın
İçinde hüznü de sevincim kadar severdim
severdin, severdik
hatırlarmısın!
Bak şimdi kırık sandalyem dinliyor beni
Ama ben hala söz verdiğim gibi,
Hiç unutmadım seni


Şu öksürük dinince
Çalar saat durunca
Yağmur kokusu gidince
Şarkımız son bir kez daha çalıncaya kadar bekliyorum seni
Söyle sende bıraktığım yerde,
Hala ordamısın! .






25.08.20**