RimSarmaşıklara tırmanırdık geceleri Narin ellerimiz kanamazdı hiç dikenlerden Azda olsa unuturduk karanlığı Uzaklaşırdık barut kokan kaldırımlardan İnandığımız en güzel masaldı belki de bu Avuçlarımıza sığdırmıştık Tüm evsiz kalan kelebekleri Omuzumuzda dünyanın yükü Dilek tutulan uğur böcekleri, Bize uğrardı hep Evimizin önünden geçerdi Kırmızı başlıklı kız Birde yastık tüyünden dedemin sakalları Ah ne sevdalar birikti içimizde Yağmurda kokan yanık topraklar gibi Akan nehirlere kavuşan kuru yapraklar gibi Kulaklarımızda annemizin ninnileri Bu yüzden korkutmazdı Soğuk duvarların ölüm iniltisi Hani sebepsiz bir tebessüm olur ya bazen İşte öyle kanatlanır minik kalbim Hiç görmeden sevdiklerim O kadar masum ve keskin ki Karları eriten kış güneşi misali Kanayan parmağıma üfleyen abimin nefesi Ama hiç bilmezdim Birgün Hep sevindiren bu masalların Bana şiir yazanları üzeceğini. Paylaştığımız bu şiiri güne getiren seçki kuruluna, ve bizleri yorumlarıyla ve ziyaretleriyle onure eden değerli kalemlere Rim adına herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Unutmamaya söz verdiğim bu anımın böyle bir nişaneyle mühürlenmesini çok istemiştim açıkçası. Saygı ve sevgiyle. Ahmet Üveys / 27,11,23 |