silahsızdır aşkların rengi
siyah ile beyaza bürünmüş zebra
sönük kalmış duvarında kalbin ödenecek kaprislerle suda ölü kokan balığa dizilir ayılar yalana kılıf giydirir dansın sesleri yalvarmaların dolu serzenişleriyle kafa tutar aya gül kokulu seyirci rahatsız verici haykırışlarla güçlü olanı yener ham’mal salyaları bağlayarak ölmeze ölüm öldüren olmadan yaşayamaz sana siyahı sectim gamlanan kaderini yen diye kor ateşli fesatlığın göreceli duygusunda kayıp son ahlar bal giyen al giyinir sebebi belirsiz amaclarla dalga biraz ser(t) vurur depresyona doğa sarkıtırken kendini karnında düşünceleri belli ettirir umudu yoğurt yaparak arıtınca bozuldu kafesinde yoksul kaldı cebimde aksanlar satırsız ağlarla cukurluk açtı kem içinde hicran örtülerinde fener yanar güneşlerde resimlerin gideri gelir elden ele dolaşırken gözden ırak yaşar buzdan çözünmelerle yalpalanır eskitilen harfler hicrette kalp kınamalarında takiben göçmen kuşu misali dolanır dibi olmayan kuyuda yaklaşır yama uğratılan beyinler susar hayali bir nizamda bir gün erer bir güz gibi durakta elifbâyı sızlatır etkilenen kanseriyle ertelenir sekmeler suda bekletilen cetveliyle mısraya bina dikti temelsiz tekneyle .. sen kuşak bağlamış savurgan silahsızdır aşkların rengi kıyamaz hiçbir maşuk sevdasına kaldığın yerin ucuzluk baharında ölüme kuşanmış temezilli ninelere bir ağıt yakıt içinden ikilemde yürüyen doğuşların terinde ertelenen saatin yarını yok gezgin imgeler |