aşkın yakarışı...
güneşin dirhemine ölüm gizlendi
dikenli gözyaşların atışmasında misafir ağırlandı gözlere eli elinde birleşik gönül sevmeyen kalpte aşk durur mu? firaklara huzuru giymişler ağıt gönle umut bağlamış yüreğin tılsımına fistan giymiş öksüz harfler nazarlı bakışlara perde çekilir kıyısında aşkın tomurcuğu yaralanan huşu kıskanır secdesini efsunlu huzura gebe kalır mümeyyiz sözcükler gelinlik giymiş hecelerin beyazı setrelediği zaman huzuru mukaddes tüy kadar hafif karanfıller deyyanın leblerine değmeliydi sözler burhanın gönlünü ıslatmalıydı iki kulağı ok almış kanatmış yarasını ’kulak gözden önce aşık olur’ mahzun kalan gönül özleyişlerin üşümelerinde terlendi gözyaşları dua edilen ellere güvercinler kırlangıçlar kanaryalar uçuşur ağaçtan düşmüş gönül hakir müheymine utanır mı hiç sevgisini dile getirmeye maşuk barışa geviş getiren gidip gelirsin de boşa gider ayakların bırak! yakılan gönül küle dönsün dönüp dolaşan gözlerine nohut taneciği gözlerin güvercinlere helin olmuş..... yankılansın sesim ’seni seviyorum’ gezgin imgeler(yunus tapancı) |