0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2262
Okunma
hangi ağacın
yaprakları yarışır
dünyayı dolaşan ölülere
dünya biçilmiş kıyamet sahrasına dönüşür
hıncını alan kemik güreştirir mezarda
hangi diri yüksekte biçer yüzünü?
kovulmayı beklerken yusufçuk duruşu
tılsımına mahpus cekmiş ziyalar
dolaşır katman sahrada
günışığı buruşuk durur
gün yüzüne teslimat iner
bütün vurdumduymazlar sağırdır
tekerrürü belirsiz hafızlar
sar’ar ahlak giymiş gezginleri
suhurdaa genginler yakılır
diklenir her ruh
sahifeye dolmak için
sana kıyamamak nedir bilir misin?
aşk kıyamaktır acı çeken tatlılıkta
edeple bakmayı bilmektir
hüsrana uğratmadan hücreleri
yalvarmak biraz da
değersiz görülen ağlayışları
katman değiştirmeden beklemek
durmayı düşürmeden hiç
sıkılmadan yarınları
elaçıp yalvarmak
özgürce gülmek ’ağız dolusu
’...Yunus tapancı
5.0
100% (2)