Esma 2..
(esmanın yüreğinde yayla soluklu halaylar çağlardı...ellerini işlediği bir mendili
hep cebinde taşırdı...çıkarıp bir yaz gecesi bana verdi...çok sonra öğrendim... zühre yıldızına bakıp ağladığı geceleri...) ben sana arabesk bir şiirdim esma kendime hep uzaklardan gelirdim şimdi ne yana dokunsa düşlerim çıplak bir ceset gibi yokluğuna devrilirim bu yüzden fikrime huysuzum artık geçtiğim koyaklara bir sır darmadağın o meçhul telaşlar gelip her gece göğsümün kafesine yaslanır... her gece diyorum esma bir intihar kadar huzursuzum tutulmuş bir köşe bulsam kendimi ihbar sayacağım suç ne olur diye sorma ne olursa olsun patlasın revolverler kanım sokaklara adınla bir olup dökülsün... dökülsün esma...dökülsün... seslerden sözlerden yeminlerden çekildim sol yanım sebil aklıma da artık ziyan bir sesim gözlerine sığacak bir coğrafyam yok ellerini saracak bir iklim sürgünlüğüm bu yüzden esma her yerde kaçak şafaklarıma tuzak bir sefil seferim... gayri durulmam uslanmam ıslah olmam nişangah cellatların haritamı sorduğu sokaklar benim benim yağmurların avane dağılıp depreşen sesi esmanın gözlerinde...tenim...sesim... ben esmanın gözlerinde bütün ömrümü parlayan bir kibrit gibi yakıp bir sigara külü gibi geçirmişim... Mert Metin |