SERENAD
Bir kadını bekliyordun
Issız yolların kıvrımında, yaz sağanaklarıyla Bir kadını bekliyordun Sissiz Ağustos sabahlarında Kıyısız denizlereydi yolculukların Kırmızı ışıklarda geçerdin hayatı Hangi zaman kipinde anlatılırdı, bilmezdin Firari kırlangıçların ömrü Hangi yöne savrulurdu rüzgârlar Onmaz aşkların peşinden Bir kaçaktın, bir militan, bilirdin Uzun ayrılıklar girecekti araya İzler bırakırdın dokunuşlarından Nerde yakalandın, nerde vuruldun Ay kızıllaşırdı saçlarının yeşilinde Yeniden, yeniden okurdun o şiiri Yağmur kokardı adının geçtiği dizeler Sırdı aranızda gülüşlerindeki giz Sırdı, ıssız gök altında sevişmeleriniz Gelirim derdi de ikindi üstlerinde Karışır giderdi geceye Beyaz bir gemi gibi derin sularda Bir kadını bekliyordun Akıp gidiyordu zaman, umarsız Gelecek diyordu göklerin atlıları Uzatıp başlarını bulutlardan Mutlaka diyordu kalbin Düşlerin kadar yalansız Gelecek diyordu yaz Çimenlere çiy düşen mevsimlerde Bütün renklerini bilirdin çiçeklerin Bütün kokularını Zambaklar mı ona benzerdi O mu vermişti zambaklara rengini Bir kadını bekliyordun, yirmi yıl ötelerden Sessiz, suskun Yarıyı geçmişti ömrün Dalgındın, dağınıktı düşüncelerin İrkiliverdin Bir düşten uyanır gibi Aşkın rengi nedir kâhin? |
beklenen yolcu belki hiç gelmeyecek
ve döneceğiz şiirin hüznüe sığınarak.
kutluyorum.