VALS
Her şey dünde kaldı.
Koparılmış bir gül gibi önüme düşüyor başım. Birer birer soluyor içimizde, yaşamağa değer ne varsa. Kanatlarında sabah esintileri taşıyan kuşlar. Gözlerimizde leylaki gülümseyişi güneşin. Fotoğraflarda anamın perçemli yüzünün ışıltıları. Mavi buz parçasından yansıyan çocukluğum. Kıyılarına ulaşamadım diye hayıflandığım nehirler, her şey… Sen de gittin. Gökyüzünde asılı bir yıldızdan ibaretim. Bir tek sular kaldı aynasında suretimi yadsıyan, bir de düşlerim… Gecelerimin silahsız eşkıyaları. Gülüşlerimde hançerini bileyen cellât. Alıp divanına götürüyorlar kalbimi her gece. Karanlık rüzgârlar esiyor saçlarından üşüyorum. Çağlayanlar gibi dökülüyor dilinden sözcükler soğuk, siyah. Ölüsün diyorsun, bende dipnotsun sadece. İflah olmaz serüvenci, onmaz bir kaçaksın. Beklemelerin umutsuz, yolların geceye gömülü. İstasyonlara ay düşürmek neyine… Adanmış yaşamın doruklarında, yaz esintileriyle oynaşan narin çiçek Söylemeyen dilim ol, suskunluğumu boz. Rüzgârların ıslık çalmayanını sevmedim, alıp götürmeyenini. Ateşi söndür… Küllerimden güvercinler yükselsin. Yaşlılar, “ışığı maviydi” desinler bu ömrün. Sabah sisi gibi, duru ve yoğun. |
Çok güzel şiirler okudum
gönülden kutluyorum.