KIRIK AYNA
Tanıyorum seni
Gökyüzü haritasından Samanyoluna komşu bir ülkedensin Aynı ufkun sabahlarına uyanıyoruz Aynı kumrular uçuşuyor saçaklarımızdan. Menekşe kokuyor sokağın Suretinde secdeye duran mevsimlerde İzini sürüyor her gece, uykusuz Takılıp kalıyor sesine Yüzünde gölgelerin yorgunluğu Gülüşünde baharlar gizleyen İflah olmaz bir haydut Uzak düşler ülkesindensin İç geçiriyor masallarında periler Dalgınsın Karmakarışık renklerin Gözünü kaçırıyorsun istasyonlardan Raylarını terk ederken trenler Duayla damlıyor yaprağından damlalar Yazık, birer hüzün tanrıçası Ateş mavisine teşne gözlerin Bütün kapıların kapalı, ışık sızmıyor pencerenden Rüzgârların küf kokuyor Aşkların yoklukla malul Alsan beni mesela, uyutsan dizlerinde Hiç anlatmadığın bir masalı anlatsan Kapımızı çalsa bahar, gizliden Merhaba desek fırtınalara, ısınsa havalar Bölüşsek gözlerimizde ayışığını Suyun mavisine düşse gölgemiz, gizemli gecelerde Ayak izlerimizi arasa kumsalda Islak düşlerimizde sarhoş yıldızlar Sesimi vuruyorsun dilinin silahıyla El ayak çekiliyor sözün bittiği yerde Kumral bir güvercin uçuruyorsun koynundan Ecelsiz ölen korsanlarına Susuyor rüzgâr Dilini tükürüyor ateş, su rengini yadsıyor Ve bütün bir yaşamı ağlıyorsun Hayatın kırık aynalarında. |
hani okuyunca çok tanıdık gelir ya bir şiiri, bir yazıyı
bazen şimşek çakar ya insanın beyninde bir yerden geçerken
o kadar tanıdıktır
bir koku bazen alır götürür insanı uzak geçmişe
o kadar aşina geldi
gönlünüze sağlık.