Yüzüme vuran su damlalarıydı yokluğun akşamlarda Ve o yağmur ki göz içlerime işleyen isabeti Ve buruk bir sızı sol boşluğumda Bilmem kaçıncı saati gecenin
Akarken yine su gibi zaman Aman! Kelimelerini ıslatma yokluğumda Üşürler Cümlelerin eksilir sonra Azalır Kanar Kilit olur
Açamam denesem de/delirsem de Çözemem iplerini kördüğüm Ve gördüğüm en güzel rüyalardan Alamam yalınlığını İnanamam yalanlığına Ve gerçek yapamam onca sahte yanını Saymakla bitiremediğim/geçiremediğim her an Dakika saat ve zaman Hesap sorarlar benden ve yaşlarımdan
Tüm bordo perdelerini çekip üstüne Gölge gibi bende kalışlarını anlattın Utanmadan Yalan… Soyutladım inançlarımdan İçimden/dışımdan Sağımdan ve solumdan Kırık pencere ardından küçük bir veda Elveda… Dudağımdan son çıkan…
‘’Son’’ dedim en belirgin haliyle Koca zamanların parçalanmışlıklarına karşı ‘’SoN’’ Anlamadın Anlatmadın Aldırmadın Oysa bir küçük sözün yüreğimdi Katmadın kendine Ve umut eskidi aşk kokan ellerimde
Bilirdim yeni cümleler kurmayı Suskunluğunu bozmayı da bilirdim Karanlığı yırtmayı da Kaçmayı da sen gibi..
Say ki bilemedim Hep bilen/giden sen kal diye Ellemedim…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
O/ysa şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
O/ysa şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
''Ve buruk bir sızı sol boşluğumda Bilmem kaçıncı saati gecenin''
Ah bu geceler!... Hiç olmasalardı ve sızılara yarenlik etmeselerdi sol yanımıza yerleşen... Geceler olmasaydı... Yalnız, kara, sevimsiz geceler...
''Tüm bordo perdelerini çekip üstüne Gölge gibi bende kalışlarını anlattın Utanmadan Yalan… Soyutladım inançlarımdan İçimden/dışımdan Sağımdan ve solumdan Kırık pencere ardından küçük bir veda Elveda… Dudağımdan son çıkan…''
Hoş bir tablo zarafetinde sunulmuş şiir. Küçücük kafiyeler de nasıl renk katmış, ahenk katmış, hoş kılmış şiiri. Sevimli kılmış...
Ve, ayrılık sahnesinin sıra dışı kurgulanması. Vefasız sevgiliye sitemin, bir hanımefendi nezaketinde şiirleştirilmesi.
''Oysa bir küçük sözün yüreğimdi''
Ümidin tükenişi... Hüznün bir basit cümlede, dağlar kadar büyük anlam kazanması... Şairin başarısı... ya da şair gönlünün...
'' Bilirdim yeni cümleler kurmayı Suskunluğunu bozmayı da bilirdim Karanlığı yırtmayı da Kaçmayı da sen gibi..
Say ki bilemedim Hep bilen/giden sen kal diye Ellemedim…''
Hatıralara, bir büyük sevdanın, asla unutulmayacak gülümseyen zamanlarına, ve, bir mahzun finalin kutsallığına saygı.
Bu sayfaya ilk kez yorum yazıyoruz. Geç kaldık galiba buradaki güzelliği keşfetmekte. Neyse!... Zararın neresinden dönülürse kardır demiş atalarımız...
Eşliğiniz kendi şiirimden farklı bir tat aldırdı resmen su anda Ne de guzel açıkladınız inanın ben siz kadar aciklayamazdim dizelerimi,icimi tek tek yazdınız şuraya..
Kutlarım sizi Onur verdiniz hos geldiniz..
Cok teşekkür ederim samimi ithaflariniza Sevgiler..
Yüreğine sağlık şaire. Akarken yine su gibi zaman Aman! Kelimelerini ıslatma yokluğumda Üşürler Cümlelerin eksilir sonra Azalır Kanar Kilit olur --- Güzel dizeler tebrik ederim.
Babane bir kelebek cinsi (kanatlarının sedefliliği eşsiz olan, çok çok nadir bulunan ve renkleri,deseni ile mükemmel olan) olduğunu söyler Ama bilinen asıl anlamı güzel kadın,güzel huylu kadın/mış :)
‘’Son’’ dedim en belirgin haliyle Koca zamanların parçalanmışlıklarına karşı ‘’SoN’’ Anlamadın Anlatmadın Aldırmadın Oysa bir küçük sözün yüreğimdi Katmadın kendine Ve umut eskidi aşk kokan ellerimde
Bilirdim yeni cümleler kurmayı Suskunluğunu bozmayı da bilirdim Karanlığı yırtmayı da Kaçmayı da sen gibi..
Say ki bilemedim Hep bilen/giden sen kal diye Ellemedim…
Çok güzeldi anlam ve anlatım üstadım severek okudum Yüreğin kalemin daim olsun __________________Saygılar
bir bakış mesafesinde..bir küs uzaklığındaydık..sen gibiydim biraz.ben gibiydin..kabuğunu soyduğum bir sessizliği portakal tadında masanın üzerine bırakıp.bir sorudan çıkıp..bir cevabın derinliğine düşmüştük..ıslaktık kabul etmelisin bunu..ıslaklık lakin ıskalamıştık ki kanıksadığımız ve benimsediğim bütün yüzleri görmedik sayamadık bu yüzden..ve işte bu yüzden bırakıp gidişlerimizde hatıralarımız gibi baktık sokaklara..bir perde aralığı mesafeden..işaret parmağımla gösterdiğim yere bak..bak hadi lütfen bak burası seni yutkunduğum yer..ne ümit burnu..ne boğaz..burası gırtlağım..ve devamında köprücük kemiğim kırmak yada kalmak..boğmak yada doğmak sana kalmış ki biz değerlerimizi ne içinde ne dışında aradık..istemedik!! umarsız bir rüzgarın savurganlığında..işte bu yüzden soğumasına izin verdin sıcak bardakların..oysa odandaki camdan baktığında gördüğün/ hissettiğin/ yaşadığın/yaşattığın ve tattığın bütün her şeylerin toplamıdır hayat ve sen ya içindesindir çizdiğin çemberinin yada dışında..yüreğimizde izleri silinmiş kesikler oluşmaya başladığından beridir..hiç bir savaş inandırıcı gelmiyordu artık ki biz “sığınağın” anlamını biliyorduk.. her savaşta birbirimizin sığınağına kaçarken anlamıştık bunu..ışığı kapatmadan uyuyordum yokluğunda çok mu belli oluyordu sahi yokluğunun karanlığından korktuğum...
sıcak iklimlerim döndü soğuya titreterek/iterek beni yağmurun ıslaklığına. evet ıslattık inkar edilemez, belki sırılsıklam beklemekten belki de sırılsıklam güvenmekten ıslaktık.. deniz ortasında kalmışcasına ıslaklığın uyuşturdu parmak uçlarımı ve ben hissedemedim dokunduğum tenini..
“Oysa bir küçük sözün yüreğimdi Katmadın kendine Ve umut eskidi aşk kokan ellerimde…”
Murathan Mungan’la başlamış Galiba ilk İLHAM’ın soluğu ! “O/ysa” bir yürekte başaklar boyu, Olmazsa sulanmış, gıdalanmış bir İLHAM TOHUMU Beceremezdi yüreği yüksüz bir insan, Sadece İLHAM başlangıcıyla böylesi bir şiir yolculuğunu ?! O’nda doğuştan mevcut ki söz kuyumculuğu, Kolaylıkla işlemiş onları sayfalara doğrusu….
“Say ki bilemedim Hep bilen/Giden sen kal diye Ellemedim…” Tam bura da dışıma susmuşum ! Ama içime konuşmuş oluyorum; Ben bu şekil bir kibar çıkışı akıl edemezdim Kendimi susarak konuşmanın içine gizlerdim Biliyorum ? Kaçan bir şey gibi oluyorum…
Güzel başlamıştık Sen başıma sevgi Ben göğüne şiir olmuştum Dolmuştum her yanına Aşkı konuşan cümlelerle Aşkı bilen paragraflarla Ki kitabımdın Ki ktabındım Raf raf her kütüphaneye dizilen
Oysa
Hep tatlı geçecekti aramız Bozmayacaktı sevincimizi bir kuş Bir insan evimize yaklaşıp Sevda duvarlarımızı yıkmayacaktı Gücü kuvveti yetmeyecekti bize Hiçkimsenin Herkes şahitliğinde
Ve oysa
Dört mevsim boyunca şiir kalacaktık Alacaktık kendimize mümkün anlar Yaşanılır zamanlara gebe yaşayacaktık her gün Ve her yarın yeni bir umutla uyanıp Mutlulukla sarılacaktık sabahlarımıza Kucak dolusu ikili kalarak kalplerimize
Mehmet Selim ÇİÇEK 22 Temmuz 2013, 16:48, Kızıltepe