MÜREKKEB CAHİL
Haddi hududu bilmez cahilin mürekkebi,
Elinde laf kalemi tükenmez mürekkebi. Munsarıftır Ahmedi müzekker bilir Şems’i Karanlıkta bir görür kevkeb ile merkebi. Ummanı hiç görmeden dereye gemi salar, Kendini gavvas bilip, kovada suya dalar. Demire heveslenip keskin törpüyü yalar, Cehalet kervanın cesur olur merkebi. Üç beş ibare ile kürsüye minder atar, Okunan her ayete biraz nefsini katar. Vaazında hutbede sahte kelamlar satar, Cehalet kervanının mağrur olur merkebi. “Neyime lazımmış?” der, medreseden icazet Cüretini zanneder, yaratandan feraset. Nasılsa astar yüzlü tükenmeyen rezalet, Cehalet kervanının sağır olur merkebi. Altından nakış vurur taşıdığı semere, Kapılarda yalanmak aldığı tek semere. İltifat-ı halk için nal vurur yüz bin kere, Cehalet kervanının mahir olur merkebi. İrşat için diyerek sokak sokak anırır, Yeşilden yemek için türlü türlü bağırır. Yetmeyince bu sefer, şarkı türkü çığırır, Cehalet kervanının zahir olur merkebi. 2013 |