...
Hatırlarmısın ?
İsim, şehir oyunları oynardık bir zamanlar... Sen hep mızıkcılık ederdin, kıyamazdım ve cevabı hemen söyleyiverirdim kulağına usulca... Ahh ... Nice seneler geçti , oyunlarımızın üzerinden , biz gibi onlarda mazide takılıp kaldı ... Sana gazeteden bozma bir gemi yapmıştım, ve sevincinden boynuma sarılışının hatrı hala ensem de gizli ... Leğende yüzdürürdük gemimizi, Annem kızardı ... Sonra bize gidelim derdin, Annen sana kızar diye kıyamazdım... Ve kavgalarımız olurdu saç saça, baş başa ... Keşke giderken ardımdan seslenseydin, sokağa çıkarken; Bir kağıt helva da bana al diye ... Kanepenin köşesinde elinde kuru boya kalemleri, sesli hayatları çizerdin ... Ve hep ikimizi yan yana yerleştirirdin, kafanda yarattığın dünya daki haritana ... Aynı coğrafya da yaşayan iki azınlık gibiydik her defasında ... Ben sende ki hüznü göğsüme katıp doldurmak istiyorum ... Sözüm söz KADIN’ım .! Sesim sana iyi olmayı öğretecek ... Bir ses versen, iyileşeceğiz ... Kimbilir ? Şimdi isimlerimiz bile başka başka artık ... Ve hangi harita senin yokluğunu bana gösterebilir ?? |