Sızılanmış Tonlarca Hece
ne söylesem ki
gidişini anlatmak öyle zor ki satırlarıma daha düne kadar sarı sıcakken sevdamız dur durak bilmezken mutluluklarımız bugün buz tutmuş bir dünyanın penceresinden bakıyorum sana ağzımı açamadığımdan kokmuş dilimle, içimde kaynayan binlerce öfkeli sözcüğümle... çıkmazlara soktuğun ruhumla kör bir kuyunun karanlığında kanıyorum enkazlar altında bıraktığın kalbimle acıyorum önümde sereperpe, sızılanmış tonlarca hecemle etrafa saçılan umutlarımla acılarımın solan rengiyle dağılan derin haykırışlarımla.. günlerden, saatlerden habersiz olmamın anlamı yok bilmekte istemiyorum zaten benim için ,gittiğin günde asılıı kaldı akreple yelkovan bu kentte gidişinle de durdu zaman.. zamana meydan okuyup yorulmayan gözlerimse hala kançanağı o günkü gibi bakarken ardından.... hoşuma gidiyor sayfalarımı kanatmak kalemimle her bir hecemle delikler açmak istercesine yüreğine gülüşün geliyor gözlerimin önüne sonra da kara gözlerin arabanın penceresinden dağlara taşlara ’seni seviyorummmm’ diye bağırışların off be adam... offff...! dilimde sıraladığım onca küfürü neden çıkaramıyorum neden çığlıklarımı sakladığım hecelerimin boşluklarına düşüyorum sen benim canımı acıtırken bile ben seni neden hala seviyorum... Aşk-ı KıyameT |
Ne zaman gelecek karşılıksız sevene aflar...
Seven içerde de şimdi dışarda saflar,
Neden hala severki bu yürek neden.
Tebrik ederim Şair .
Çok güzeldi...