Söyleyemedim
Söyleyemedim
İnsan yazar da umutlarını bir kağıda Atabilir mi sonra bir kenara Ya da delice sevdiğini bile bile Gidebilir mi yüreğinden uzaklara İçten içe sevebilir mi hiç konuşmadan Bir başına çaresiz kalıp da Yıllarca susarak, Ayak uydurabilir mi hayata Dilleri lal, elleri bağlı, gözleri kör Durabilir mi söylemeden kimseye Sustuğu her gecenin sabahına kadar Yaşarken 24 saatlik bir cehennemde Bile Bile, Zehralır mı aşkını kendine Ne zormuş Kendi içinde yaktığın ateşle oynamak Ne zormuş Alev alev yangınlarda kavrulmak Yaşamak seninle söyleymesem de kimseye Anlatmak seni kendine, konuşmasam da kendimle Susmak belkide en büyük çare, desem de Konuşmak istiyorum delireceğim yoksa bu cehennemde Eyy! Aklıma bir çivi saplanan Zemheri geceler Ayın en karanlık gölgesinden düşen körpe umutlar Gökyüzünün sırılsıklam ıslattığı kurumuş bedenim Siz dinleyin, siz bilin.. Ben susuyorum.. Susmanın bana yakışmadığını bilsem de Hak edenin üzerin de Ne kadar güzel duracağını da biliyorum İşte bu yüzden susuyorum Çünkü ben hak ediyorum Hiç göz yaşı dökmeden, hiç belli etmeden kadere Gidiyorum, Kimsenin bilip görmediği Görüp duymadığı Duyup konuşamadığı Herkesin sustuğu bir şehre gidiyorum Söyleyemediklerimi de alıp Bu kenti terk ediyorum . . . Mawish . . . |