uzaklarda kiraz zamanıkaderimiz çakışmıştı akreple yelkovanın ucunda kaçkınken yazgımdan ve de yurdumdan ayazlar taşır kuzey rüzğarları buralara leningratta bir istasyonda nasıl da muhtaçmışım agnessa gözlerindeki sıcaklığa adamlığımı bağlarken okuduğum kitaplara zirvesindeymişim cahilliğimin mütercimsiz su gibi aktığına tanık oldum bir kadının mimiklerinde dünya dilinin biliyor musun bir siyahı sevdim bir de seni ana renk gibiydin toyluğuma usta bir cerrah gibi şaşırırdım çıkardıkça içimdeki türevleri peşin ayrılıklar vardır derdin gelişinden bellidir kavuşmaların belki sen,belki ben pişiyoruz bir başkası için anlardım içten ağlar yalandan gülerdin sarı sayfalarımın kadını ezberimdeki adres ve kıl üzerinde yürümeden girdiğim firdevs kiraz zamanı şimdi ülkende yanaklarından topla dağıt çocuklara benim yerime eteklerinden düşürmeden kasım |