Samimiyet Ben Kılıklı Eski Bir Ölüdür
sarı ovalar biter
kumlar başlar su başlar ormanlar başlar ağaçlar yeşerdikçe kuşlar dilekler bulutlar hayaller başlar çekinirim ben oraya gidemem gitmek istemem iki de bir soyunursun çırılçıplak maviye batan beyazın içtenliği gözlerim saydam bir çığlık bulur gözlerinde dönmek istemem oysa sever beni sizden daha az duysa bile seneler öyle sever ki burnum burnuna değdiğinde çimenlerin ilk baharı uyandırmasını isterler bütün kış saçlarımı okşuyordun duydum içime ulaşmış bir sevginin kirlenmesini istemiyordun samimiyet ben kılıklı eski bir ölüdür yani sana karışmak için zaten öyle bin sene geçer içinde ki gizemin tadı yüzünün aslı değil aşk her zaman eskiye benzer deki sen ben duydukça parmaklarımın arasına düşüyorum ikimize birden ulaşıyor sarı ovalar kumlara değdikçe sular sırt sırta kendi ekseninde dönen bir mutluluk nasıl kucaklarsa bir abideyi öylece batsın içimize sonsuzluk. |
"Batsın içimize sonsuzluk"
-değilmiydi ki sewda
cennet umuduyla
cehennemde yanmak
ateşi közünden sevip suyu özlemekti-
Teşekkürler şair şiir için
saygıyla
-Rezber Camêr- tarafından 7/14/2013 5:29:02 PM zamanında düzenlenmiştir.