Turnam
Telli turnam!
Ağrı dağımın doruklarında çığlıkların. Süzülüşün sıcak iklimlere mi, Bırakıp gittiğin yangın yerinden? Kanatların serinletmez ruhumu, Gün yanığı değil, Cehennem karası bu, Nârı kendi içinde… Bin ölüm bir ayrılık eder mi toplarsak? Yada çarpsak bini binle. Gök ayrılık, yer ölüm. Sen giderken Pervaneyim etrafında. Süzülüp gidişin nere? Başımdaki duman değil, Sis değil, Cehennem tütsüsü bu, Nârı kendi içinde… Süzülüşün sıcak sulara mı, Bıraktığın yangın yerinde? Eriyen kar suyu değil pınarlardan taşan, Çiy değil, Çığ değil dökülen, Kanla karışık yağmur bu, Nârı kendi içinde… Allı turnam! Uykusuz gecelerin sabahında Süzülüşün derin uykulara mı yâd ellerde? Vururken çığlıklarını göğsüme, İçimde dönüşen Ninni değil, Türkü değil, Cehennem gürültüsü bu, Nârı kendi içinde… Bir gün olur aşiyana döner misin? Ömrüm… Vur başını..! Erol URAZ 13.07.2013 Eskişehir |