Mustafa Unutulmasın diyeBir ‘velayet’ karmaşasıydı ‘Baba’ dediği katile maktul olmuştu ‘çocuk’ Unuttuk! Çatlayan yumurtadan Gökyüzüne küs doğdu palazlar Kimisi safkan kimisi piç ve yorgundular Ar damarı çatlak toprak kurak Ama yeşile çalmalı feslikânlar… Çocuk saklanamadı şiirsiz babasından Vicdan muhakemesinde bir derin azap Yardım ve yataklık! Müebbet zindan! Bir kalesi daha düştü insanlığın Kaçışlar ertelendi itiraf kasırgasından… Bulutlar hüzün döktü ovamıza Çayır çimen yasa bulandı Tomurcuklar soldukça midemiz bulandı Bizi ısırmayan yılan bin yıllık oldu işte Yanık kaval sesi gibi yayıldı utançlarımız Çocukluğumuz gibi yaşatamadık Mustafa’nın çocukluğunu Kabardıkça kabardı mahcubiyet Aynalara bakamadık Çocuk öldü biz nefes aldık Bu ne ciğersizlik! Yaşatmak sevgiden sabır üretmektir Biz yine grevdeyiz Belli ki nice marazlar savmamış sırasını Umut güneşi doğar diye beklemedeyiz Kudurmuş volkan köpüğü gibi Fokurdadı zulüm Mum ipinde cılız kaldı umudun alevi Mustafa’nın ağır vebali hafif geldi umrumuza Biz dev karanlıklarda söneceğiz… İsmail BOYRAZ Kendi öz ’’babası!’’ tarafından (Bünyem kaldırmadığı için detaylara girmiyorum) Eziyet edilerek öldürülüp bir tarlaya gömülen ve cesedi, sokak köpekleri tarafından eşelendiği için rastgele bulunabilen talihsiz bir çocuğun anısına yazılmıştır... |