GölgeKaçan kovalanır diye değil. Özlemekle de ilgisi yok. Bu meselelerin biletleri pahalı. En uzak göçerlerin bile bilincindeyim ben. Ak sakallı şairi unutmadım. Karafaki’yi, kırık kilidi ve daha nice ahmakıslatan gök yanılmalarını. Sen! parantez heybeli kadın!. Denizine, bulut yummalarına, turunç tatlısı ve fırın makarnasına sözüm yok. Sen de senin gereğini yapıyorsun elinde değil. Karıncalar da böyle yapar. Biri görünmez bir iz bırakır ve tüm koloni bu yoldan gider yemek için çekirgeyi. Kapını yumruğumun nazik kıvrımıyla tıklatmazdım işim olmasa. Bir şiir var yaz bekler yazı bekler yazılmayı bekler. Bir kalem var alabildiğine hınzır cüretkâr ve de müstehcen sancıları aşikâr. Bir kağıt var, tanrıça gibi uzanmış pürüzsüz teniyle avuç ayamın altına. Davetkâr... Açık saçık şiirlere gebe kalmak arzusunda. Kalemi kımıldatsam patlayacak kayanın birinden fışkırtarak şelalesini. Gölge gibisin biliyor musun! Ben gidiyorum sen gidiyorsun Yanımda tin tin ediyorsun... Nesin? Gölge... |