Islak Bir Şiirdim Kirpiğine DüşenHangi zamanın dilinden dökülür sözlerim Hangi zamanın diliminde gizlidir gözlerin Sezdirmeden bakıp birbirimize, özleyip Aynı şeyleri yaşar, aynı şeyleri düşleriz. Belki, ikimizdik aydınlık sokaklardaki asil dirlik Nerdeydik, kimdeydik, nasıldık, hiç bilmedik Dargın günlerdi huysuz bakışlarımızdaki sızı Sürüklenip hasretin kucağına, hiç büyümedik. Geçitlerde yitirdiğim güllü yazmanı al şimdi benden Sayıklamalı günlerle çoğaldım sana, adresin içimde Çitlerle örülü yüreğimin mavi göğüne çık gel istersen Fısılda aşkı kulağıma, düşlerime dudağını sür yeniden. Bilirsin ki, usulca kanar dokunduğun bütün yerlerim Bozkır gözlerinde bitmeyen nevruz şenlikleri düşlerim Hasretle demlenen bir bardak çaya, karıştır coşkularımı Bir memleket türküsü gibi seni ezberimden söyleyeyim. Beyaz köpükler akıyordu yol boyu, ben gözlerini düşlerken Yağmur içime saklanan hüzündü, özlemin sancılı közümdü Kucaklamak istedim o an bedenini, izlerken sırılsıklam evreni Serüvenimdin o an, kirpiğinin her teline düşen ıslak bir şiirdim. Selahattin YETGİN |
Sonra koşarak tavan arası sandıkları açılır. Bir parça aranır onu hatırlatan. tamda köşesinden parlayan bir kolye ilişir göze kutunun içinden. Kolyeden çok onun verildiği an yakar yüreği. Kldırıp atasın gelir kolyeyi. takamadığın günlere lanetler edersin. klipsini kapatamadığında takarmısın derkenki an gelir brde gözlerinin önüne. İşte o an o kolyeyle boğasın gelir kendini. Sonra duaya kalkar ellerin. ya bu kadar güzel anılarım olmasa da ben hep kötü anılarla anımsasaydım aşkımı diye.
Sonra vesaire vesaire...
Işıklı kalem bizlere yine puslu bir şiir yazmış. Dalın demiş içerisine arayıp bulun kendinizi. Mutlaka vardır birkaç satırında sizinde hayat hikayenizin serpintileri. İyiki varsınız ve lütfen hep var olunuz. Sevgiyle kalınız sevgili şairimiz.