GEZİ PARKINDA TÜKENEN SEVGİLER
yeşile, maviye, beyaza siyahı çalan
kirli ellerin avucuna sıkışmış bir dünya istemiyorum, yorgunluğuma tatlı bir havayı ikram edecek insanlardan eksik bir dünya, gözlerimi ve ruhumu acıtırken, hangi barışa özlem duyacak gezindiğim düşler alemi. ve dudaklarım güzel kelimelerden yoksul şimdi, yaşama dökülmüş yalnışlıklar yüzünden. içimde ki samimi duyguları soğutup özgürlüğümü kısan, karanlık rüzgarların ardında gizlenmiş EY ! madde tutkunları acıya yelken açacak hüzün yüklü boşluklara taze ölümler getirmeyi bırakın artık. yaşamı ve zamanı süsleyen tek şey sevgi değil mi ? can elmasımıza durmadan tüküren ağızlar derin arzularına neden hep gebe kalıyor ki; hangi kör boşluklara sevdalanmış yakıcı ve kırıcı heveslere takılmışlar. kan kokusunda uyutulmuş bütün güzel gerçekler aklıma hizmet eden tatlı rüyalardan artık firar etmiş. beton yığınlarında batırlımış yitik toprakların yasını tutuyor gözlerim. yeşil gri tonlara bastırılmış bir yetim gibi durdukça gezilecek yer ezilmiş ruhumun odaların da bana mezar olur ancak. ve ben mutluluğumu zehirleyen kötü nefisli insanlardan hesap soracağım sözler kalemimde tutuştukça. |
kötü nefisli insanlardan
hesap soracağım sözler
kalemimde tutuştukça.
seninle aynı fikirdeyim kardeşim çok güzel anlatmışsın duygularını o kalemin hiç susmasın saygılarımla zaralıcan ablan