En sıkıcı ve başa bin dert açan durum var ki,
Buda her kesin kendine göre bir Atatürk belliyor olmasıdır...
Elbette Atatürk her kes tarafından ve farklı bir
algılamayla sevilebilir,..
ama menfaat ikbal etmelere, kişiye veya
zümresel egoistlikle-re kurban edilmemeli
Büyük Gazi......

Yaptıkları ve hedef olarak gösterdikleri
ne zamandan müstağnidir, ne de egoist bir dayatma....

Okuma alışkanlığı olmayan bir ulusuz ne yazık...
Atatürk’ümüz ve tarihimiz konusunda bile
dış dünyanın derlemelerine muhtaç kalacak kadar........
kurunun yanında yaş ta yanacak diye insanın dili varmıyor işte....

O da değeri yüksek canlardan....
Bu gün olduğu gibi, o gün de kendini, ideal
ve muamelata geçmiş fikirlerini eğip büken,
çıkarına göre yorumlayanlar olmamış mı..?

Günümüze ulaşan ve bulabildiğim
resimlerini hayranlık ve titizlikle incelerken,
hep gözlerine takılmışım dır, büyük Ata’ nın...
Gülümser çehresine rağmen hep
ve ince bir hüzün var gözlerinde....
Sanki, " her şey çok güzel görünüyor ama, ...........
" İşte o "ama" da ki endişe....
Yada, yeterince anlaşılamıyor olmanın verdiği,
kalabalıklar içindeki yalnızlık duygusu....
Nadan ve riyakarlar güruhu vardı ve hepte olacaktı....
Genç bir nesil oluşturmak büyük ihtiyaçtı,
kazanımlara ve emperyalist dünyaya karşı durabilmek,
bin yıllık tarihi binlerce yıl yazabilmek için,
asim ile...Asimilasyon, başkalaşmayı öngörmüyordu da üstelik,
kendi deyimiyle; "fıtr-i zeka ve yüksek karakter" in
ortaya çıkıp kökleşmesine sebep olacaktı..
Bu yönüyle kesin şarttı,.. bu en büyük devrimdi, ...
ve o, bunu büyük bir cesaretle yaptı....
Şu batılılaşma fikri ve hareketleri....
Milletin yüksek karakterine layık gördüğü teknik,
bilimsel ve sosyal alanda işe yarar bulduklarını almakla
ithal etmekle yetinmemiş, millileştirmiş-tir de....
Bu millileştirme meselesi,..
şövenist bir hareket olmaktan çok uzak;
öğrenmek, gelişmek, geliştirmek,
ulusun hizmetine sunmak,
ulusun yaşamını kolaylaştırmak
ve hatta dünyaya her alanda bilgi ithal etmiş
ecdada layık nesiller olarak,..
insanlık yolunda büyük adımlara imza atmak gibi
yüksek ve samimi bir idealdir....
Milli, olma meselesi, toplumsal ben olma meselesidir...
Uluslar arası Atmosferde kendini ifade edebilme,
dünyada kopmadan fakat kendini de bozmadan
nefes alabilme meselesidir...

Milli ekonomi, Milli eğitim, Milli emlak,.....
milli başlığıyla daha bir çok aksiyon alanını
var etmesinin temelinde olan ise
MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİK bilinci ile,
özden taviz vermeden, ulusal
ve evrensel değerlere sahip çıkıp, koruyup,
yozlaşmalara izin vermeden
modern dünyanın bireyden başlayıp,
toplumsal çöküntülere neden olan
kaosuna sürüklenmemek-tir...

Şimdi gözlerimin önünde hayal meyal,...
Hakkını vererek yapılan valsin üstüne,..
keyfini çıkara çıkara, hem de hani o
Efelere özel narayla diz vura vura
oynanan zeybeğin cesur yürekli,
mavi gözlü Kahramanı....
Camii minberine hutbeye çıkmaya
esaret edecek kadar cesur,...
ne dediğini ve dediğinin nereye gittiğini bilen,
kelimenin tam anlamıyla REİS - İ CUMHUR....

SELDA İYİEKMEKÇİ..