bugün seni unuttuğum ilk günhayrettin taylan seni gördüğüm gün bütün kıpırtılarımın sahibi gibi salındın yüreğimde bir bakışın bir ömrün güneşi gibi aydınlattı karanlık yalnızlığımı kilit üstüne kilit ,aşk üstüne aşk, ben üstüne ben kattın seni gördüm ,zaman durdu,özlediğim her şey gibi sen aktın ilk kez sen dokundun yürek sızılarıma ilk kez sen soydun aziz sularımın köpüklerini bu devirde böyle bir güzeli tanımak, onu yaşamak, onla yaşlanmayı hayal etmek sığmıyordu yere göğe. mucitler gibi onun ruhuna akan icatlarım vardı sen mecnun gibisin dedi sevmeye başladım sevmekten de öte duygularla… sen çöl gibisin, bütün kumlar sevginin öztürkçesi sevmeye başladım bütün suların azizi cümle dervişi olarak yunus oldum, sular , aşklar ülkesinden berraklarımla ilk acıların son baharında yaprak yaprak döküldün ömrüme şimdi gidenlerin halayındasın seni görmediğim günlerin hamalıyım. görülmemişliği taşıyorum, yüküm yar, hükmüm sevdam… -yeni bir mevsim yazdım sözlerimle.bu söz mevsimin sahibesi sensin. bu kader iklimimin sözcük içi sensin. manalardan ,aşklara, aşklardan , istendiklere tümleniyoruz. -bülbüllerin velvelesi gülünde.gülünün kokusu bülbülün yürek sığıntısına. ulaşmak bir ulaşım kadar künyesini seriyor. -sana varmanın fanusu kırık. gözlerinin yeşilinden muhabbetler biriktirdim. sözlerinin his defterinden kendime sisler kapattım. -bazen değil, her dem hüzünlü sisler gibi içsellerimi örtüyorsun yar’yüzümü kapatıyorsun can kırıklarınla severken gökkuşağının en sıcak rengi değimliydi kırmızı , şimdi hüzünlerim kara bahtımda o kadar kara… sana tutkun değil miydi şu gönül , şu akan damlalar hep özlenmek kalacaksa kalsın, bu benim sevdam şimdi kayıp şehir gibiyim , varlığınla yokluğunda sahnem şimdi unutulmayacak sözler gibi sensizliğin başrolündeyim kendimle tanışma okulunda seni okuyor bütün sızılı sözlerim dil dil hayal kırıklığı savruluyor sözsüz tümceler kitabımda mısraların içinde yanıyor sevda sularım aşkların ortasında unutuluyor senli sevdam gelecek bahara teslim ediliyor kavuşmanın kanadı sevilecek yüreğe teslim ediliyor ayrılmanın göğü bilenecek anlara gömülüyorum burada ruhumun en çetrefilli sokaklarında çekimleniyor bütün eylemler anlamını yitirmiş bütün m’analarda ağlıyor sevda bebeğim iğne atsan yere düşmeyen acılarımla sensizliğin aşk sokağındayım sol yanımda yeşil gözlerinin ışığı başka aşka durmak için kırmızı yanıyor bugün seni unuttuğum ilk gün bugün kendimle tanıştım sevgilim seni sordu onca sevgi arasında nerdeydi yüreğinde bin yara açan son leyla nerdeydi ömründe kitaplar yırtan manalar bilgesi nerdeydi beklemenin bütün varyantlarında seni eriten paramparça sensizlik var şimdi dudak uçlarımın ucunda bir umut deniz feneri var aşka karışan damlalarımızın arasında bir gün gelişine kendini esir etmiş vaveyla ermişliğim sonundayım yarım kalan bir hikayenin yarim sonuyum ayrı yollara nakışlandı karakter kumaşımız kader bu ya… serseri yarınlar sundu , sevmeler , ayrılıklar kaosunda yüreğimde hep kırmızı gülle yaşarım yıllarca yaşamak buysa sensiz her şeye sızarım sular yerine ayrı akşamların ay yüzü olurum yüzen güleç yüzünle ayrı sabahların sıcak uyanışı olurum gün’eşim yerine yaşamak buysa sol yanımda yeşil gözlerinin ışığı başka aşka durmak için kırmızı yanıyor ve bütün ben’lerim duruyor bugün seni unuttuğum ilk gün bugün onu sevdiğim ilk gün |