Gönül bu işte
Adı gönül işte, bir dipsiz kuyu,
Çeşmi giryanımla dolacak şey mi? Yanan dudağıma, derinde suyu, Kovalar sallayıp, bulacak şey mi? Bu hali arzıma yetmiyor diller, Yandıkça yeniden yeşerir küller, Bahtımda kızaran kırmızı güller, Beş mevsim geçse de, solacak şey mi? Gülşen-i harımdır, dengi dengime, Beni oyalatır kendi kendime, Gönül bahçesinin rengi rengime, Dikeni batsa da yolacak şey mi? Bir yanı sevinçli, bir yanı keder, Zıtları toplayıp aşkta cem eder, Ona hicap olan kaza ve kader, Benim istememle olacak şey mi? Hayat dediğimiz didiş didişte, Bedenim takılı ruh denen fişte, Ceryana kapılan gönül bu işte, Dünya bize baki kalacak şey mi? Seven sevdiğinin nazını güder, Sevilen seveni mahrum mu eder? O Allah’tan geldi, Allah’a gider, Mezar bir gönülü alacak şey mi? Öldürüp diriltip yine avlayan, Temmuz da üşütüp kışın tavlayan, Kabuklar bağlayıp yine kavlayan, Yaralıyım yaram ulacak şey mi? 01.06.2013...Mustafa Yaralı |