ZENGİN AĞIZLARI SÜSLEYEN
yaşam kavgaya karışmış
iki ateş arasında kalan yetim bir sevgiliye benziyor. hangi tarafından tutunsan gerçeğin tutukludur, zihnini kurcalayan belkiler yüzünden. saatlere, dakikalara bölünmüş sahnelerin bütün kayıp oyuncuları , oyun oynarken unutma mış mı ölüm duygusunu? tatlı tatlı yaşarken sahte güçlerine inanıp. ojeli ellerin kutsadığı garip bir dünya da onlara armağan edilmiş kaç zavallı mahkum var elleri nasır tutan. zengin ağızları süsleyen purolar gencecik hayatların ömrünü sömürürken, hangi hayatın rüyasını kursun ki gözlerim ruhum acı çekerken. gecenin kulağıma fısıldadığı ince çığlıklar, ruhumu göğe çekerken hala yaşadıklarından ders almamış insanları dövüyorum, yarım ağız dolusu küfürlerlmle. bir manga askerin hedefine dikilmiş tahta gibi kendi ruhumu kurşunluyorum başımı yastığa koyduğum her gece, yeni doğmuş çocukların kaderi daha doğmadan ihanete uğramış. gençlik öfkenin doğurduğu hislere eğilip suçluluğunu fakirliğiyle barındırırken, şiddet yeni ölümleri dikecek toprağın bağrına binlerce günahsızı. işte yaşam aslın da yetim bir sevgiliye benziyor, fazla okşasan şımarır çok istersen koparır orantsı olmayan eksik hesabın denklemi gibi durmadan kurcalar doğruda birleşinceye dek. zaman devrildikçe dünya nasılsa yorulup düşecek benim gibi. sonu olmayan boşluğa . ortada sevgili yok ben yokum. |
saygılarımla
zaralıcan