26
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
2802
Okunma
Rüzgâr kır saçlarını dağıtırken toprak damların
Dilinde bir sığırtmaç ezgisi
Takaları yalarken ıslık sesi
Abanmışken Beşir’in düzüne
Bozhöyük’e karşı duran şu tepe
Arz-ı endamıyla caka satar
Serilmiş sere serpe
Hacer’in saman alevi elleri
Bir nar çuvalının zulasında öpmüştü Ali’nin
Şah damarından tinini
On yedisinde
Bıyıkları henüz terlemiş
Ve çok olmuştu zahir çeliğe su verileli
Beşi birlikler, aynalı bilezikler kolunda
Halayıklar serilmişti yoluna
Başlık parası bin akçe
İki dönüm zeytinlik…
Beşir’in Düzü’nde yakılmıştı kınası,
Dört gün dört gece
Mevsim
Kankarası nar/bozumu
Römorklar dolusu gelinlik kızların işvesi
Hoplatırken yürekleri
Alınlarında boncuk boncuk ter
Al kanlara b/ulanırken
Libas elbiselerde nar lekesi
Beşir’in düzünden yayılırdı
Burcu burcu lavaş ekmek kokusu
İlk bu düzlükte duyulmuştu
Oğlu Muhammed’in doğum muştusu
Eyvanda dövülürken yayık ayranı
Şehadet haberini başefendi vermişti…
Bir al bayrak dikilirken evin damına
Biri de dikildi Muhammed’in kabri başına
Ne zaman inilse bu bayıra
Yüreklerde romatizmal bin sızı
Yakardı derinden derinden
Unutulur dört mevsim nevalesi
Harman hasat neşesi
Sunağında agular içiren bu meydan
Bin vehimle hüküm sürüp
Meydan okurdu zamana
Yeniden yeniden
5.0
100% (23)