Umut ki vardırbir gamzeye sıkışıp can vermişiz can vermek kolay be İbrahim! kaybetmek koyuyor adama babaannem ispirto sürüyor bacaklarına tarlayı satıp apartımana çıkmışız ayaklarımız toprağa değmiyor İbrahim! gül suyu eksik olmuyor odalarımızdan valide onlarca çiçek bakıyor ki sorma her biri ayrı mevsim her biri ayrı deniz iyi de rüzgar alıyor evimiz amma ayaklarımız İbrahim, ayaklarımız değmiyor toprağa Kur’an öğreniyor babam annem de sabahları derse gidiyor tecvid lazım geliyor bir vakit sonra top oynayan çocukların ve çay muhabbetinin dibini delen amcaların yanında ölülerine ağlayan yakınları var mezarlıklarda ağlıyorlar... ve dağlar İbrahim, dağlar söylüyor ki hayat dar gelirmiş duası olmayana ve yazlar bile serinmiş ağlamayana gerilmiş yaylarını belinde taşırmış da her daim kana bulanmamış yerini bırakmazmış gönlü olanın ilk kaybettiğimiz zamandı sanıyorum gelmediği ilk yılıydı baharın dersin ki saçları saçlarıma sarılıyordu geceleri gün vakitleri padişah gibi geçiyordu şehrimden bütün kelimeler, iltifat ibareleri soy kırımına uğruyordu göllerin, ovaların üzerinden yürüyerek yıldızlar iliştiriyordu eteklerime fakat ne cüret durulamazdı karşısında bir güzelin onun ne kadar hakkı yoksa gönül çalmaya senin de o kadar yoktu sevdaya tutulmaya velhasıl tutulmak güneşe hastı İbrahim oysa ne çok isterdim o kanatlarını giydireydi kelebeklerin ben süt soraydım kuşlara gel ki gözü tuttu hor bakanların gönlü sürüverdik yokuşlara kokusunu tütsü eylediğimiz odamıza kapanıp şarkılar, şiirler yazdık bir vakit gırtlağımızda duran yumruk da onundur ve ondandır az yer az içeriz aile Allah’a emanet anne, baba, babaanne ve kardeşler.. gurbet türküsünü çaldığımızdan beri hani titrediğinde yüreğin bam teli beton rengi mevsimlerde yer bulurken güneşler özlemle yad ettik geçen günleri anladık ki o koku sade yağmurdan değil ve anladık ki yeşil soğan iyi gider ekmekle birbirimizi bulduğumuz işte ortak dilekle çıktık bir yola şimdi sevdamız topraktandır her şeyin bittiği ve her şeyi bitiren topraktan davamızın adı bahar, namımız da işçileri olmaktır gayrı nihayetinde el edecektir uzaklardan hem öyle bir bahar ki ayağa kaldıracaktır beli bileği bükülenleri dili dönmeyenlerin konuşacağı elbet tüm sıkıntıların tüm dertlerin bağrına suyu çeker gibi toprağın üzerimizden çekip almasıyla olacaktır hem öyle bir bahar ki nazarını celbedecektir sevgilinin ve kaybettiğimiz söylenmeyecektir İbrahim! bir bahar ki işte kaybettiğimiz söylenmeyecektir artık. |