Ey Çoban!
Doğa ile iç içe yaşıyorsun yıllardır
Gönül kuşun yuvadan uçmadı mı? Ey çoban! Karakışın karında ruhunu ısıtacak Sevda kardelenlerin açmadı mı? Ey çoban! Güllerin kokuları bülbüle davetiye Haber salar “sevdiğim, bekliyorum gel” diye Yüreğini koparıp verir miydin hediye? Biri aklını alıp saçmadı mı? Ey çoban! Dağların yamacında çimenlere uzanmış Su diye sayıklamış, terlemiş, bağrı yanmış Başucunda beklerken, birdenbire uyanmış Ahu gözlü suyundan içmedi mi? Ey çoban! Itır kokar, gül kokar sevdiğinin nefesi Hep onu düşünürsün, unutursun herkesi Ne şarkı, ne de türkü mest eder yârin sesi Yâr kemendi kalbine geçmedi mi? Ey çoban! Bir gün kapıldığında bir dilberin çarkına Tütmeden yandığının varacaksın farkına Sevda bakmaz yaşının otuzuna, kırkına Terzin vuslat hırkası biçmedi mi? Ey çoban! |
Bir kul oğlu hatrımı sormadı hocam
Bırak leylayı bir topal sevdim
Çobansın diye varmadı hocam
?...
Sonra bıraktım hocam