Bir zamanlar
Mazide yürüyorken, baktım ki bir zamanlar
Ne yanlışlar yapmışım, ne hatalar, ne zanlar Dört dörtlük kulum desem, yıllar beni yalanlar Mahcubiyetim arttı, anınca Yaradan’ı Affet beni ya Rabb’i, affet ey hanlar hanı Helalin hoşluğuna gözlerimi kör etme Haramın boşluğunda benliğimi eritme Yanlışta bile bile, pervasızca yürütme Yanlışların elbet yok, savunulacak yanı Affet beni yarabbi, affet ey hanlar hanı Şöyle, ibretle baktım, portakal dilim dilim Değer biçmek imkânsız servet dudağım, dilim Var olanı tespitten başka nedir ki bilim Sen bilirsin aşkınla ateşlerde yananı Affet beni yarabbi, affet ey hanlar hanı Dediğini yapmadık, düştük bin türlü derde Suçu sana yükledik, yazmış dedik kaderde Kusurumuza bakıp, muhtaç etme namerde Kurtar bizi dertlerden, rahatlattır şu canı Affet beni yarabbi, affet ey hanlar hanı Çamuru mayaladın, bir damla su katarak İskeletini kurdun, kemikleri çatarak Gönlü tartısız verdin, aklı ise tartarak Akıldan ayrılınca, nefis yaptı talanı Affet beni yarabbi, affet ey hanlar hanı |
Değer biçmek imkânsız servet dudağım, dilim
Var olanı tespitten başka nedir ki bilim
Sen bilirsin aşkınla ateşlerde yananı
Affet beni yarabbi, affet ey hanlar hanı
sanki her anımızda affa muhtacız.... değerli yüreğinizi kutlarım...