DEDEM VE BEN
Ağaydı dedem mazlumu severdi
Heybetliydi Parmağında taşlı yüzüğü vardı Ara sıra gözümün kenarıyla süzerdim Bana baktığında korkar yüzümü çevirirdim Cuma günleri atına biner kasabaya inerdi Kardeşimle yolunu gözlerdik Güneş batımına yakın dönerdi Helvayı çok severdik O da bunu bilirdi Aşağı harmanın düzlüğünden çıkagelirdi Sevinçten havalara zıplardık "Heyt! deyuslar burda ne işiniz var!" diye bize kızardı "Bacaklarınızı kırarım eve dönün çabuk" derdi Cömertti dedem Yavuz atından iner Amcam heybeyi indirirdi Ninem yoksullara erzaktan pay ederdi Asmalı çardakta soluklanır Ağıldaki sürüye bakar Tek tek sayardı Hemen bakır kaplara su doldurup getirirdik Dedemin eline dökerdik Akşam namazı için abdest alırdı Namaz bitimi sofra kurulur Gaz lambasının ışığında yemeğimizi yerdik Yaz aylarıydı Gece Amik Ovasından Gökçedağına doğru serin yeller eserdi Toprak evin ocaklığında ateş usul usul yanarken Uzaklardan baykuşların ötüşü duyulurdu İçimi tarifsiz bir korku sarardı Cesurdu dedem Demli çayını alır sırtını hezan*a dayar Tabakasından tütün sarardı "Şükürler olsun Allah’ım çok şükür" "Verdiğin rızıklara" diye dua ettiğini duyardım Bizlere eski hikayeleri anlatırdı İnce Memed’i Dadaloğlu’nu Göcebe Avşarları Fransızlara Kilis yolunu dar eden Şahin Bey’i Şarkışla’da dört yıl askerlik yaptığını Suna Gelin efsanesinin ardından türküsünü söylerdi Bir keresinde aç kurtlar sürüye dadandı Dedem mavzeri kaptığı gibi Peşlerinden kurşunları saydırdı Toprak kokardı dedem Ala keklikleri çok severdi Kafesinde besler Ötüşlerini dinlerdi Çocukluğumun neşesiydi dedem Yıllar geçti Baharlar hazana döndü Hâk vakî oldu Ecel şerbetinden içti Bir daha geri dönmedi dedem Geride bu güzel anıları yâd edecek Bir torun bıraktı Evet bır zamanlar Dedem ve ben … Birbirimizi hiç unutmadık Hep sevdik... Bedirhan Keklikci *[hezan, hezek] 1. Yapılarda kirişlerin üzerine yerleştirilen ağaçlar (-Amasya) [hezek] : (-Amasya) 2. Tahta yapılarda çatının tüm yükünü çeken kalın orta direk. (Buruncuk *Yerköy -Yozgat; Kötüören *Pınarbaşı -Kayseri) [hezan] : (*Gürün -Sivas) (-Gaziantep) *Deyyus kelimesi gerçek anlamının dışında kullanımıştır ..Köy ağzında haylaz ,yaramaz ,ele avuca sığmayan çocuklara ,darılma ,kızma anlamında düşünülmesini siz değerli üstadlarımızdan istirham ederim .saygılarımla .. Bedirhan Keklikci |