LEYDİMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ve dahi şiirler gam yüklü kervanlar misali
Gönül Hanım/da soluklanırlar....
Soruyorum sorguluyorum Leydim ..
Lakin makûl bir cevap bulamıyorum Bu yaşananlara Öyle bir çelişki içindeyim ki Bazen aynada/ki sûretimi dahi tanıyamıyorum Kaç mum erittim Kaç şamdan eskittim Fakat ruhumu bu karanlıktan Bir türlü kurtaramadım Anlatma bana Leydim Ben ne Eyfel Kulesi/ni bilirim Ne de Fransız/ların kankırmızısı ,şaraplarını Ne de süslü vitrinleri kuşatan pahalı elbiseleri Ben seni bilirim Sadece seni Leydim .. Çoktan unuttum Okuduğum bütün romanları Hayal meyal hatırlıyorum Notre Dame’ın Kamburu/nu Pazar günleri çanlara vuran zangoç/u Artık gelmeyecek diyorlar Yalan söylüyorlar o medyumlar ,falcılar O çirkin yüzlü ,cüzzamlı kahinler Ben seni bekliyorum Leydim En son beni bıraktığın yerde Saros körfezin/de Eteğini giymiş bir kadın silüetinde bu şehir Leydim Pembe panjurlu evlerde baharın neşesi Gizemi ressamın fırçasında gizli Rengarenk boyası sıçrar beyaz tuale İşte budur ,mutluluğun resmi Biliyorum Leydim Bu kurguladığım hayal hiçbir zaman gerçekleşmeyecek O nankör gemi ,bu limana demir atmayacak Saat on iki olduğunda Külkedisi cadının şatosunda ömür boyu esir kalacak Hani prenses yanağına kondurulan bir bûse ile Hayata/da geri dönmeyecek Hepsi koskoca bir yalan Leydim Beni kahrediyor sensiz geçen her gece Hadi ne duruyorsun Geleceğim diyordun Yoksa ağır mı geldi aşkımız Kendi ekseninde şuursuzca dönen dünya/ya Şimdi biliyor musun Leydim Esir düşmüş kürek mahkumuyum Rodos Zindanların/da ….. |