An Sığınağı
"kime gitse
umulmadık çıkıyordu" nasıl ardında bıraksın dengesini parmak uçlarına mor nefesler çizili göğsü rüzgar nakışlı ipince sokaklarda ateş çemberi evlerin ardında ufak adımlarla gezinen kent cambazı (ki rüzgarı çalmakla suçlanır) "intihar moteli numara yedi" ortada edepli mi edepli bir masa kent cambazı üzerine ne koysa -misal düşen uçurtma kuyruklarını pis sineklerin üşüştüğü şiir artıklarını yağmur taşıran kayıp sinemayı- bana mısın demeden dimdik ayakta köşede çarşafı haftalardır değişmemiş bir yatak cambazın merakı; "neden yataklar hep kıyıda köşede bırakılmıştır?" ve kent söküklerini yamarken durmadan haykırır "söyleyin bana; acıyı, aşkı, intiharı sararmış bir motel çarşafı kadar kim anlatabilir sesi titremeden?" odada bir de pencere düşsüzlük boyunda kent cambazı tekil atlasların yalnızlık adıyla işaretlediği duvar parçasını görür pencereden önünde daima bir kadın bekler güneşli günlerde şemsiyeli yağmurlu günlerde gün çıplağı kadın şimdiye aittir öyle zanneder cambaz katiyen, geç kaldığını söylemez |
kent cambazı
ve
rüzgarı çalmakla suçlanır
;
gözden kaçmaması gereken bir ayrıntı. yani çok başarılı..
-devam edelim..
"odada bir de pencere
düşsüzlük boyunda"
+
"duvar parçası"
+
"önünde daima bir kadın bekler"
+
"kadın şimdiye aittir
öyle zanneder"
+
"cambaz katiyen, geç kaldığını söylemez "
=
"intihar moteli
numara yedi"
bizi karşılayan; "an sığınağı"
bak bu çok iyiydi Metin.. iliklerine kadar işlenmiş kaleminde..
daimi teşekkürler Metin'im,
eyvallah..