Ya Rabbi hamd olsun bir kapı açtın,
İçinde huzur ve saadet dolu.
Kerem hazineni önüme saçtın,
Özünde hak hukuk adalet dolu.

Sünneti Muhammed, Vacipte, Farzda,
Kul ettin kendine yakışan tarzda.
Bize bahşettiğin kürreyi, arz’da
Şükür ki şükrümüz, dirayet dolu.

Dostum diye nice kapılar çaldım,
Hepsinden hayati, dersimi aldım,
Hallerine bakıp şaşırıp kaldım,
Hepsi sana muhtaç, sefalet dolu.

Sayısız dert bela, geldi de başa,
Hiç kusur bulmadım, ekmeğe aşa,
Rahmetinden ümit, kesmedim hâşâ,
Gittiğim yollarda işaret dolu.

Her tabloda ayrı ayetler vardı,
Zatına çağıran davetler vardı,
Bu naçiz kuluna rağbetler vardı,
Her birinde ayrı beşaret dolu.

Gönül mihrabıma seccade serdin,
Zorluğu giderdin kolaylık verdin,
Öfkemi sabırla benden giderdin,
Tuttuğum ipinde metanet dolu.

Kıyamım rükûum secdem sanadır,
Verdiğin selamet bizden yanadır,
Hüküm Zat’ındandır, hikmet anadır,
Doğan her tecelli asalet dolu.

İradem her zaman iradene ram,
Şifa buldu Mevla’m her bir ceriham,
Sen varsın, korkum yok, vesvese haram,
İmanlı yüreğim cesaret dolu.

Benliğimi sardın şeş bir cihetle,
Zenginlikler verdin az bir diyetle,
Saf temiz istekle, halis niyetle,
Niyazlı duama icabet dolu.

Ses oldun kulağa fer oldun göze,
Tek hükümdar sensin kabuğa öze,
Dilim kadir değil acizdir söze,
Yaralı gönlümde hidayet dolu.

Mustafa Yaralı