İnsanlık, Allah'ın Toplama Kampı mıydı, Azize?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Sokaklarda kalan hikayelerimize...
Dökülen dişlerimize... Puan toplamak için kabahatler kanunu göre ceza kesen Polislerimize... Şehrin kokoşlarına ve zencilerine... Din-i-dar gençliğe ve tinere... Çöp toplayan ve "biz sevgi istiyoruz" diye sayıklayan o kardeşlerime... Kötü Çocuk Yok Şefkatsizlik Var / www.youtube.com/watch?v=OJovwBlQ9WE
Sensizliğin izbesinden, tam tepesinden varoşlarına bu şehr-i İstanbul’un...
Kese kese baktım, Azize! Bağrımın şehrinde bunca pasaklı çocuk ile... “Al başına çal" demiştin "kaderini…" Çaldım, Azize! Hakkım olanı çaldım(!) ve hak etmeyenlere(!) dağıttım. Bana son kez baktığın da, ki... Bir ışık gibi aradığımı soluğunu, o Peygamberin... Kardeşimi arar gibi aradığımı biliyordun! 1) "Bize ne lazım" diye soruyorsun Bize tehdit ve öfke lazımdı. Onlar teklifleri ve sevgileriyle geldiler. küfrü bırakıp duaya sardılar "Toplum" dediler "Toplumsal" "Toplum için…" İnsanlık, Allah’ın toplama kampı mıydı? Allah’la kapatılmış bir toplumun Allah’a kapaklanmış bir toplumun Allah’sızlığı bile muhafazakârdı… Muhafazakâr Allahsız’lığı ’devrimcilik’ diye yutturanlar… Oysa devrim neydi bilir misin? İnanan bir toplumda inanmamaktı! Yakmak yıkmak darma dağın etmekti... Şimdi herkes Barış’tan ve konuşmaktan yana! artık konuşa konuşa kangren edecekler. Bombalar çağı bitti Korkaklar çağı başladı. Yani bizim çağımız! “Korkuyorum” demiştin “Sen hiç korkmuyor musun” demiştin. “Seven insan korkar” demiştin “Şu gözlerine bak, bom boş bakıyorsun” demiştin. Ben çocukluğumuzda da böyleydim Azize Şimdi sağına beyazların düştüğü bu öfkeli adamın Soluna bıraktığın bu zıpkını yerken de hık’lamadı, bil. Korkmak nedir biliyor musun? Korkmak kendi içinde ölmektir. Ve dışından bir daha ölmemektir, Azize! 2) Sensizliğin izbesinde en kuyularında bu Şehr-î İstanbul’un Gırtlağımdan ruhuma soktuğum bu özlemini Dişlerimi sıka sıka yuttuğum ve kahrını Olmayan çocuklarımızla çekip gittiğin bu alemde Kafama dikiyorum şimdi tüm meyhaneleri Öyle ki kardeş kanından başka içkisi Kardeş etinden başka da yemeği olmayan bu meyhanesinde şehr’in Adamlık: itlerin suresi: yüzlerine sürdükleri aminleri oldu. Biz bu dinin değil mü’min’i, kafiri bile olamayız Azize! 3) Biz çok mu temiziz sanki? Kimle dans edeceğimizi bilemedik. Bozduk akışı Kapılamadık o pervanelere… Kime doğru konuştuysak yalan çıktı. Yalancı bir umut yaydık dışımıza, inananlar kırıldı. Şimdi elim kolum ceketim ve tüm ceplerim çamurlu bir lanete değdi. 4) "Zaman, Sabır, Savaş, Zafer - Adım Müslüman" yazıyor mu yine duvarında, torunu olduğum evin; o, hep altıma kaçırdığım odasında? "Zafer ehli olanlar" çıkar mı meydanlara? Zindandan var mı bize de selam? Hoş geldik mi biz ey duvarlar? "Bilmem ki ne zamana denk gelecekti o gelişin" "Damat gibi hazırlanır güzelce süslenir miydim?" "Ah Azize sen bana neden nazlar edersin?" 5) Unutmuşum seni be Azize! Kendimi de unutmuşum... Gidip bir şeyleri hatırlamışım yerimize sonra "sen çok değiştin" olmuşum Yüzünde nasıl battığımı bilirim ben Azize Yüzüne haykıra haykıra nasıl battığımı... Yaşadım. Evet! Tuttum kendimi omuzlarımdan Derin bir nefes aldım Ve öyle bir savurdum ki ardından Azize... Artık bulamazsın beni Bulamayız, Azize! O yüzden bir birimize çocukluğumuzu hatırlatırız Çocukluğumuzu hatırlayarak bekleriz kapımızda Kızma bana ... Ben artık başkalarının çocuğuyum Azize! Ben artık başkalarının umudu... ( Kayıpkentli- Ocak-2012 - 04:48 D.Bakır ) |
her ne arıyorsan bir araya gelemeyeceksin
arayan arananın ta kendisi
unutma hep umutla
...
aramanın kendisi kendi başına bir engel gerçekten
arayış hep gelecekte
gerçek aranılacak bir şey değilmiş
zaman gittikçe azalmakta
bulabilirsin
arama
her dem mürekkeb-î şiirle
.