27
Yorum
45
Beğeni
5,0
Puan
6155
Okunma


Sokaklarda kalan hikayelerimize...
Dökülen dişlerimize...
Puan toplamak için kabahatler kanunu göre ceza kesen Polislerimize...
Şehrin kokoşlarına ve zencilerine...
Din-i-dar gençliğe ve tinere...
Çöp toplayan ve "biz sevgi istiyoruz" diye sayıklayan o kardeşlerime...
Kötü Çocuk Yok Şefkatsizlik Var / www.youtube.com/watch?v=OJovwBlQ9WE
Sensizliğin izbesinden, tam tepesinden varoşlarına bu şehr-i İstanbul’un...
Kese kese baktım, Azize!
Bağrımın şehrinde bunca pasaklı çocuk ile...
“Al başına çal" demiştin "kaderini…"
Çaldım, Azize!
Hakkım olanı çaldım(!) ve hak etmeyenlere(!) dağıttım.
Bana son kez baktığın da, ki...
Bir ışık gibi aradığımı soluğunu, o Peygamberin...
Kardeşimi arar gibi aradığımı biliyordun!
1)
"Bize ne lazım" diye soruyorsun
Bize tehdit ve öfke lazımdı.
Onlar teklifleri ve sevgileriyle geldiler.
küfrü bırakıp duaya sardılar
"Toplum" dediler
"Toplumsal"
"Toplum için…"
İnsanlık, Allah’ın toplama kampı mıydı?
Allah’la kapatılmış bir toplumun
Allah’a kapaklanmış bir toplumun Allah’sızlığı bile muhafazakârdı…
Muhafazakâr Allahsız’lığı ’devrimcilik’ diye yutturanlar…
Oysa devrim neydi bilir misin?
İnanan bir toplumda inanmamaktı!
Yakmak yıkmak darma dağın etmekti...
Şimdi herkes Barış’tan ve konuşmaktan yana!
artık konuşa konuşa kangren edecekler.
Bombalar çağı bitti
Korkaklar çağı başladı.
Yani bizim çağımız!
“Korkuyorum” demiştin
“Sen hiç korkmuyor musun” demiştin.
“Seven insan korkar” demiştin
“Şu gözlerine bak, bom boş bakıyorsun” demiştin.
Ben çocukluğumuzda da böyleydim Azize
Şimdi sağına beyazların düştüğü bu öfkeli adamın
Soluna bıraktığın bu zıpkını yerken de hık’lamadı, bil.
Korkmak nedir biliyor musun?
Korkmak kendi içinde ölmektir.
Ve dışından bir daha ölmemektir, Azize!
2)
Sensizliğin izbesinde en kuyularında bu Şehr-î İstanbul’un
Gırtlağımdan ruhuma soktuğum bu özlemini
Dişlerimi sıka sıka yuttuğum ve kahrını
Olmayan çocuklarımızla çekip gittiğin bu alemde
Kafama dikiyorum şimdi tüm meyhaneleri
Öyle ki kardeş kanından başka içkisi
Kardeş etinden başka da yemeği olmayan bu meyhanesinde şehr’in
Adamlık: itlerin suresi: yüzlerine sürdükleri aminleri oldu.
Biz bu dinin değil mü’min’i, kafiri bile olamayız Azize!
3)
Biz çok mu temiziz sanki?
Kimle dans edeceğimizi bilemedik.
Bozduk akışı
Kapılamadık o pervanelere…
Kime doğru konuştuysak yalan çıktı.
Yalancı bir umut yaydık dışımıza, inananlar kırıldı.
Şimdi elim kolum ceketim ve tüm ceplerim çamurlu bir lanete değdi.
4)
"Zaman, Sabır, Savaş, Zafer - Adım Müslüman"
yazıyor mu yine duvarında, torunu olduğum evin; o, hep altıma kaçırdığım odasında?
"Zafer ehli olanlar" çıkar mı meydanlara?
Zindandan var mı bize de selam?
Hoş geldik mi biz ey duvarlar?
"Bilmem ki ne zamana denk gelecekti o gelişin"
"Damat gibi hazırlanır güzelce süslenir miydim?"
"Ah Azize sen bana neden nazlar edersin?"
5)
Unutmuşum seni be Azize!
Kendimi de unutmuşum...
Gidip bir şeyleri hatırlamışım yerimize
sonra "sen çok değiştin" olmuşum
Yüzünde nasıl battığımı bilirim ben Azize
Yüzüne haykıra haykıra nasıl battığımı...
Yaşadım. Evet!
Tuttum kendimi omuzlarımdan
Derin bir nefes aldım
Ve öyle bir savurdum ki ardından Azize...
Artık bulamazsın beni
Bulamayız, Azize!
O yüzden bir birimize çocukluğumuzu hatırlatırız
Çocukluğumuzu hatırlayarak bekleriz kapımızda
Kızma bana ...
Ben artık başkalarının çocuğuyum Azize!
Ben artık başkalarının umudu...
( Kayıpkentli- Ocak-2012 - 04:48 D.Bakır )
5.0
98% (49)
4.0
2% (1)