Sesinden yana düşer
sesinden yana düşer dört bacaklı bir tahta
yan yana düşer sesinle o tahta tuvalin yanından düşer yere fırça yanımdan düşer tahtaya bir hırka yüreğimden fırlayan bu deprem bu sesler bu renkler kavga etmeyi de bilemedik seninle biz bilemedik düşmeyi de topladım yerden sesleri iliştirdim ciğerime iliştirdim renkleri iliklerime kırmızıyı sevdim verem oldu kelime biz veremedik sesleri kelimelere evirdik çevirdik yol bulamayınca bağladık bir tezeneye içeriyi fırlattık bu gece pencereden dışarı içeriği sevmek olan tüm ezgileri kelimeleri fırlattık bu gece gece bastırınca kırgınlığa üşüdük kimsesizce kendi kırmızılığımızda atılanları topladık sonra tezek niyetine yaktık aptallığımızla biz seninle bilemedik küsmeyi de sesinden yana düşer başım omzuna başın düşer sessizce koynuma düşer koynumdan avcuna kırmızı yara avcundan düşer yere o yara içimde çağlayan bu hüzün bu omuz bu baş gitmeyi bilemedik seninle biz bilemedik sevmeyi de hayırlarım hayra dolandı gece gece gece gece düştü yüreğe üç harfli o kelime vurdu ağzıma geçmişten o gece yüksek sesle anma dedi gece gece anma ki çarpılmayasın her gece biz bilemedik kulak vermeyi o sese bilemedik vesvese dendiğini bu sese seninle biz dönemedik de geçmişe geçmiş dönemedi bize Nigar Baran |