şimdi söndürmek neonları ilim kesmek aşktan kısmak kirpikleri maviye sağmal düşler emzirirken heceler pürmüzlemek günahları yara iyileşecek diye
bu, bile bile eğe tutmaz, kör bir lâdes olmaz mı sevgili bilinçaltı bir dumur sadece bir hiç uğruna yaşamak olmaz mı bu üzerine şemsiye tuttuğun içinde büyüttüğün o mavi linç altı kitabın önsözü-aşk-
bir tek şehir seyrederken bilirken ezbere sere serpe serüveni paspaslara çakmak gözleri eldivenlemek elleri kaçamak sokulmalar yıkanırken kirlilerle camlara tırmanan sarmaşıklar gibi ayakları yerde
hadi diyelim vahşi atlar gibi titrettik nefesleri parlattık mat dudaklarda kadehleri sakladık avuçlarımıza kalın örgüleri ses tellerimizde oynadı kahır ya sefil uykusamalı tiratlar ya gece yarısı sorguları
hiç mi havlamaz köpekler uluorta ürkütmez mi hiç sarılmaz mı boğazımıza ıtırlı bir şarkı hiç mi etekleri kanlı gelincik görmem ben kançanağı yutmuş dağ başı pusularında yazmaz mı hiç mukaddes kitaplar bu sefâleti anlatır melodramı sokulmaz mı hiç dilimizin altına, ağyar gümüşî bir susku
tamam bitsin bu paydaş hikâye tamam geri alalım tüm yaralarımızı derin türkülerle yıkayalım andımızı yater ki yalan asmayalım dilimize yavanlaştırmayalım inancımızı kötü anmayalım yeter tamam yalan ama inanalım bitti!
şimdi ne zaman bir şiire çağırsam seni çıplak gelirsin yüzü yerde kıpkızıl bir gül gibi yanaklarla bense
avucumda bir demet gelincik varmış gibi tutarım kalemi yüreği havada aklı yerde...
sen ürkek bir ceylan gibi sığınırsın dudaklarına gözlerinde telaşlı bir ışık tutar gibi, kaçarcasına ama ben yine tek bir kelimeyle bulur saklandığın yerden çıkarırım seni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bi linç altı finali şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bi linç altı finali şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
müsamere şiirleri gibi ezberlenmez her şiir. ve o delicesine hayran olduğumuz şairlerin de dilimize pelesenk olan mısraları vardır. yani ben şiiri ameliyat edecek değilim.ki zaten tarzım da değil. güzel eleştiri yapanlar ve her iki kefenin hakkını da gözetenler var.dilerim çoğalırlar da.
niye bu kadar laf ettim? acayip güzel bir mısra buldum. altı çok dolu. diğer bölümlere ayıp olmazsa alıntılıyorum:
"şimdi ne zaman bir şiire çağırsam seni çıplak gelirsin"
Sevgili Serhat, şiirde "bir" ve "hiç" sözcükleri çok ön plana çıkmış… bu uzunluk ve ölçekte bir şiirde olması gerekenden fazla (8-10 kez) değil ama şiirin önüne geçiyor gibime geldi, en azından bende öyle bir çağrışım uyandırdı…
şimdi söndürmek neonları ilim kesmek aşktan kısmak kirpikleri maviye sağmal düşler emzirirken heceler pürmüzlemek günahları yara iyileşecek diye
bu, bile bile eğe tutmaz, kör bir1 lâdes olmaz mı sevgili bilinçaltı bir2 dumur sadece bir3 hiç uğruna yaşamak olmaz mı bu üzerine şemsiye tuttuğun içinde büyüttüğün o mavi linç altı kitabın önsözü-aşk-
bir4 tek şehir seyrederken bilirken ezbere sere serpe serüveni paspaslara çakmak gözleri eldivenlemek elleri kaçamak sokulmalar yıkanırken kirlilerle camlara tırmanan sarmaşıklar gibi ayakları yerde
hadi diyelim vahşi atlar gibi titrettik nefesleri parlattık mat dudaklarda kadehleri sakladık avuçlarımıza kalın örgüleri ses tellerimizde oynadı kahır ya sefil uykusamalı tiratlar ya gece yarısı sorguları
hiç mi havlamaz köpekler uluorta ürkütmez mi hiç sarılmaz mı boğazımıza ıtırlı bir5 şarkı hiç mi etekleri kanlı gelincik görmem ben kançanağı yutmuş dağ başı pusularında yazmaz mı hiç mukaddes kitaplar bu sefâleti anlatır melodramı sokulmaz mı hiç dilimizin altına, ağyar gümüşî bir6 susku
tamam bitsin bu paydaş hikâye tamam geri alalım tüm yaralarımızı derin türkülerle yıkayalım andımızı yater ki yalan asmayalım dilimize yavanlaştırmayalım inancımızı kötü anmayalım yeter tamam yalan ama inanalım bitti!
sen ürkek bir10 ceylan gibi sığınırsın dudaklarına gözlerinde telaşlı bir11 ışık tutar gibi, kaçarcasına ama ben yine tek bir kelimeyle bulur saklandığın yerden çıkarırım seni
-canımın içi-
Hay Allah 11 çıktı :) yanılmışım Serhat bey, benim şiiri benim şiir altında tartışırız sorun değil. Ayrıca belirteyim şiiriniz gerçekten sağlam ve iyi bir şiir, ben sadece dikkatimi çektiği için belirtmiştim... saygılarla.
bu arada Cahit bey bir de şiirinize göz attım son şiirinize. eh dedim yani aynen koyuyorum buraya izninizle; sayma işini size bırakarak. 'bir' ve 'hiç' leri :))) abaküs lâzım ya da kuvvetli bir hesap makinesi...
Mezar
Herkesin fikri, onun bakış açısı kadardır. Hâfız
ben gelmeyeceğim ben gitmeyeceğim yaşadığım sayılmaz hiç ölmeyeceğim
ben söylediğimi tutup adımı, içinizde ve kendimde kaybedeceğim
ben bir kâse değilim ve hiç tabağı da olmadım ben bir insan değilim ve hiç hayvan da olmadım
ben bir erik değilim ve hiç tuzu da olmadım ben bir türk değilim ve hiç gâvur da olmadım
ben bir balık değilim ve hiç olta da olmadım ben bir balıkçı değilim ve hiç tekne de olmadım
diyorum ki ben Cahit bir hiç bile değilim ben yaşamadım diri değilim ya da öldüm de hiç bilemedim
Teşekkürler Cahit bey evet oldukça dikkat ederim onlara daha da etmek gerekli haklısınız. inceleyelim izninizle o bir'leri ;
şimdi söndürmek neonları ilim kesmek aşktan kısmak kirpikleri maviye sağmal düşler emzirirken heceler pürmüzlemek günahları yara iyileşecek diye
bu bölümde yok sanırım
...............................................
bu, bile bile eğe tutmaz, kör bir lâdes olmaz mı sevgili (bunlar ayaktır bence olmazsa boş kalır cümle) bilinçaltı bir dumur sadece bir hiç uğruna yaşamak olmaz mı bu( bu da aynen ''ne uğruna'' bir hiç! üzerine şemsiye tuttuğun içinde büyüttüğün o mavi linç altı kitabın önsözü-aşk-
burada iki tane var
...................................
bir tek şehir seyrederken ( bunu hayli düşündüm ama o da olmalı gibi geldiydi... alalım geri 'tek şehir seyrederken' biraz ironi de katalım tek şehir seyrederken çift şehir uyuyordu :))
bilirken ezbere sere serpe serüveni paspaslara çakmak gözleri eldivenlemek elleri kaçamak sokulmalar yıkanırken kirlilerle camlara tırmanan sarmaşıklar gibi ayakları yerde
bu bölümde de bir tane var ....................................................
hadi diyelim vahşi atlar gibi titrettik nefesleri parlattık mat dudaklarda kadehleri sakladık avuçlarımıza kalın örgüleri ses tellerimizde oynadı kahır ya sefil uykusamalı tiratlar ya gece yarısı sorguları
burada da yok sanırım?
......................................
hiç mi havlamaz köpekler uluorta ürkütmez mi hiç sarılmaz mı boğazımıza ıtırlı bir şarkı hiç mi etekleri kanlı gelincik görmem ben kançanağı yutmuş dağ başı pusularında yazmaz mı hiç mukaddes kitaplar bu sefâleti anlatır melodramı sokulmaz mı hiç dilimizin altına, ağyar gümüşî bir susku
buradakler de gerekli bence belirteç olarak ..............................................
tamam bitsin bu paydaş hikâye tamam geri alalım tüm yaralarımızı derin türkülerle yıkayalım andımızı yater ki yalan asmayalım dilimize yavanlaştırmayalım inancımızı kötü anmayalım yeter tamam yalan ama inanalım bitti!
burada da yok! bence okumamış sadece bakmışsınız. keşke örnekleseydiniz benim gibi onları kaldırıp öyle baksaydınız bir de. ya da onları nerede nasıl kullanmalıyız bilgilendrseydiniz. bence daha sağlam olurdu eleştiriniz.
ve; ama siz 30 kelimelil yorumda bile 3 kere kullanmışsınız bilmem fark ettiniz mi:)))
hürmetli saygılar vakit harcadığınız fikir ürettiğiniz için
39 yıl sonra yetişirim sana ustam...bu ne anlatım böyle.
Hürmetlerimle.