KENDİ ÜZERİMDEKİ ÇİZGİLERgöz arkasında sepya perdeler aralanıyordu dert sofralarına aç çocuklar düşüyordu yorgun sabahlara köşe başları ıslak gözlü kadınlar kusuyordu kaldırımlara sol yanımda bir yangın körüklüyordu birşeyleri kaçak göçek o gece milyon kere suskundu tozlu aynalar gözün aydın demeye dönuyordu nemli geceye yılgın bir ilkbahar ansızın aralanan pencerelerde bir ses uzatıyordu kıysıya kendini incecikten birşeyler mırıldanıyordu terkedilmiş otağıma sessizce sızan sözcükler kendini zorla sevdiriyor harf harf işliyordu soğuk kendini tutturmayan kirli bir çift ele herşeyin üzerinden kalkmıstı ölüm kokusu hızını ayarlayamayan aşklar doluyordu ıssız bir kalbe açlığını bende tamamlıyan bir yanı vardı ki; söyleyeme kıyılmayacak kadar güzel sözler düşüyordu gönülden ikiyi dört eden her kuralı bozan yanları vardı ince bir saz mırıldanışı tadında sözleri birde keskin ve siyah gözleri elbette kendime gelemediğim bir boşluk gibi çarpıp düştüğümden beri hiç bukadar sevinmemişim düştüğüm girdabın diz kapaklarımda kanayan yarasına bir aşkın derin ve acıtan izlerine rağmen hiç severek karalamamıştım kendi üzerimden çizgilerimi... GG ... |
düştüğüm girdabın diz kapaklarımda kanayan yarasına
bir aşkın derin ve acıtan izlerine rağmen
hiç severek karalamamıştım kendi üzerimden çizgilerimi...
Ne güzel söylemişssin bahçem...
TEBRİKLERİMLE CAN