Ömrüm yitik bir yıldızın içinde saklıVe sonra Göğümün varını yoğunu çaldılar Bakakaldım… Yoktu gözümde değeri, güldüm Ömrüm, yitik bir yıldızın içinde saklı Kayarsa ölürüm Gece oluyor ya, yer gök siyah Aklımın çadırlarını yakıyorlar Keşke… Kurtarabilseydim üç beş nasihati. Seheri bekliyor avının başında nöbet tutan ejderha Soğuyan bedenim arsız işkencede Dirilirken gün, ruh paramparça Sesin koşuyor sonra Mevsimlik sözlerin.. Gözlerimiz buluşuyor perdeler arkasında İhtimal… uyuyorken sen Derin sohbetlere ev sahipliği yapıyor düşler Binlerce yalnızlık biriktiriyorum göğsümde Pareleniyor ah! Tevekkülle yontup sabrın taşını Huzura varıyorum teheccüt vaktinde Ulu bir kuşun kanadına emanet gönlüm Esince zaman Sürükleniyor bahtımın kırık teknesi Buz kesiyor bahar iklimini şaşırmış Uludağ yerle yeksan heyulaya karışmış Ey gamzesinden gül düşüren can! Damıtıp kan rengini pembeye boyasam Teselli pınarları kurudu artık Şimdi sözcükler yetim, semaya düştü figan Devrim Tülay 6 Nisan 2013 |