masalına yabancıkutsal mabetlerin çatlamış dudakları öperken alnımızdaki günahı dalgaların derini yalaması kadar yaladık hayatı çoğunlukla bir eylül sabahı dökülen günlerimizi toplarken sokak lambaları karanlığın kıblesinde sararrtık bu zamanı doğduğumuz köyler ne kadar uzak eteklerimizde ölgün çocuk hatıraları unuttukça kırılıyor düşlerin kanatları bu gurbetlik bizim biz harcadık tenimizde baharı ölmek için çok erken yaşamak için hatırlamak gerek hayatı manyak diyorsun bana sözlerim yeterince ifşa ediyor içimdeki sevdayı evet biraz deliyim ve yıkılmadan akıllanmak istemiyorum ağzı mühürlü düzenin yamalı sarayları utangaç martılar gibiyiz maviye muhtaç denizlerde unuttuk çığlıklarımızı çakıl taşları giyinip tenimize metal rengi şehirlerde masal sektiriyoruz gerçeği ele vermesin diye karartıp bütün camları sanal sahillere demirliyoruz korsan hazları bu kirlenmişlik bizim unuttuk masalımızı Arzen A T A |
daim olsun kalemin
çok sevgi ve dostluğumla