Ellerimin hafızasıkağıda her eğilişimde senli cümleler çelme takıyor düşüyorum işte bu yüzden sensizliği gözüm tutmuyor ateşe atılmış gülüşlerimi kurtarırken yanıyor ellerim ellerim ağrıyor kiralık bedenlere yerleşen ruhlar senfonisi çalıyor başımda tırnaklarını etime geçiriyor yabancı düşler fotoğrafların yankısı sızlatıyor kemiklerimi eğilip ağzımdan öpen hangi rüyanın alt yazısıydı suları çekilmiş çeşmelere benzer dilim dişlerim kilitli kapı bir tek sen konuşturursun şehvetli ellerimi ezilmiş gül yapraklarının rujunu kanattın öperken parfüm dansı jilet gibi dönüyor bileklerimde perçemimden döküldü buz saçakları nemli saçlarımda çürüdü keman yayları omuz başlarını kanattın siyah karanfillerin buruşuk sayfalara mavi bir acı çizdim usanmadan istasyonlara frezyalar diktim kuş göçü seslerinde bıraktım sevmeleri günahkâr yataklarda çehremi toprağa çevirdim saçlarımı kavuruyor eylül’ün dağınık rüzgârı protez kalpler mezarlığına gömdüm kalbini tekerlekli sandelyeden düştü yüreğimdeki işgâlin ayrılık diyorum ne güzel taşırsın topuklarında ağlamak diyorum ne güzel süzülür yanaklarımda işte bu yüzden yollar hüznünü soyuyor git hadi yolun Aş(ı)k olsun.. |