Bir kibrit kutusunda başlar biter kabilin macerasıBiliyorum gürültülerle Büyüyecek kentin yüzündeki çıban, Sirpençe olacak gitgide, Kim taşıyacak tabutunu şefkatin, Duvarın ardında bekleyen kim, Düşlerinde ne ağır imtihandır bedir, Cennet zırhını kuşanmış yüreğinde Gökyüzüne gömdüğümüz Başkaldırıdır şiir. Şimdi eyvahlar olsun bize Çekildik korkunun rahmine, Kaçıp gitsek mi cinnetimizden, Ram mı olsak felaketzadelere Hani bir kıyamet saatinde İçimizden insan eksiltirken gece, Mavi düşlerdi Düşlerimizden düşürdüğümüz Gözlerine kıymık batmış cesetler İstila ederken Kavgada yenik düşmüş bedenleri Duvarları yıkasım gelir Ölü bir kuşun karnından Bu hummalı bekleyiş kudurtur bir gün Kurt yüreğimizi Kuduz karanlığın eteklerine Meftun olmak değil bu final, Şimdi yıpranmış bir gökyüzüne açıyorum Beyaz bir yalnızlıkta üşüyen beyaz Leylaları, Kül rengi adamlar duman ararken su içinde, Sancılarından kurtulmuş Bir akşam birikiyor süpürgenin ucuna. Sırtlanlar ter atıyor soğuk bir ölünün ardına Dışardan görünmüyor Sis çökmüş insanın maverasına, Göçebe yüreğimde infaz edilirken güller, Çekip dağlara mı çıksam hummalı kalabalıklardan, Yoksa ağıtlar mı yaksam ceviz kabuklarına Hangi mekâna sığınsam akreplerin difteri nöbetinden, Ölü sayılmaz derler hani kıyıya vurmayan ceset Kendi hüzünlerimi linç ederken bir güz mevsiminde Bir kibrit kutusunda başlar biter kabilin macerası. Baktığımız tüm aynalarda sonbahar, Ötelere yolculuk var. İçimde eskimeyen öfke, güneş, mahpusluk, dam. Yunusça yürü yolları, yolları yunusça yürü adam. |
şu sıralar tehlikeli!
tebrik ederim...