Yüzünü Kapatır Ağlardı
Sene 1898
Faytonla gezerken Çamlıca tepelerini, Kürkünde kaybolmuş dönüp kadınlar bakarlardı. Kolundaki erkek kıskanırdı. Birde ufak bir oğlu vardı. Ne zaman onu görsem, Eliyle yüzünü kapatır, ağlardı. Bir ağaca yaslanmış beklerdi. Sol topuğu kırılmış, Üstü çamurdu. Topuğu kırılınca çamura düştüğü aşikardı. Belli ki saplanmıştı bir bataklığa Yoksa bu kadar ağlamazdı. Yanına ikinci kez gitmeye karar verdim. İlkinin tokadı, Hala yüzümdeydi izi. Ve rezil etmişti camianın önünde beni. "Hanımefendi" diye seslendim arkasından. Çamlıca tepeleri duydu sadece beni. Başını biraz çevirdi sonra. Kısaca; "Umursamam seni" dedi. Ezdi... Ezdi... Yavaşça yüzünü çevirdim hafif hafif... Suratı demir ustası gibiydi Abartılı makyajı akmıştı. Çok güzel bir kadındı ama, Ne zaman onu görsem, Elini yüzüne götürür, ağlardı. Adımı sormadan sarıldı bana. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı omuzumda. Nede olsa hep ağlardı. Büyük göğüsleri vardı, Gönlü avucuma sığmazdı. Sosyeteydi belli ki... Böyle dekolteyi, Başka kimse bu vakitte giymezdi. Kısa bir eteği vardı, Üzeri kırmızı çiçeklerle süslüydü. Kürküde epey pahalıydı, Belli ki borç batağına saplanmıştı. Çünkü ne zaman görsem, ağlardı... Sarı saçları vardı, ellerime dolandı. Sonra; Çamlıca tepesinde bir ağaç... Herşeye şahit oldu. İsimler kazındı ağacın kabuklarına. Ama, Kimse görmedi bunu. Büyük göğüsleri vardı, Gönlü avucuma sığmazdı. Yaslandı o ağaca, Öpmeye başladı sonra. Ben yakışıklı bir delikanlı... Geçerken faytonla, Herkes bana bakardı nede olsa. Sonra kemerimi çıkardı. Fiyakalı ceketimin düğmeleri açıldı yavaş yavaş Kısa bir eteği vardı. Birde kürkü. Çıkarıp attı bir köşeye üstünü Çıplaktı; Borç batağına saplanmış, Kaybedicek birşeyi kalmamıştı. Eli elime değdi, Teni tenime Ve sonra, dudağı dudağıma... Bir ağaca yaslandıi Çıplaktı. Bağırışları Çamlıca tepelerinde yankılandı. Koca göğüsleri vardı, elime sığmazdı. "Dur!" dedi Eteğini giydi, çömeldi ağacın yanına. Tekrar ağlamaya başaldı. Ne zaman onu görsem, Eliyle yüzünü kapatır ağlardı... |