2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2790
Okunma

Bu toprakları ekinlerini kokusu burnumda tüter
Dikili ağaçlar filizlenir susuzluğun inadına
Kaybolmuş merhamet aranır durur kurak çöllerimizde
Merhamet bağırmıştı,
Ses yankılanırdı.
Tankların tüfeklerin kulağı işitmezdi bu çığlığı
Yetim kalmış bebelerin anaları,
Sütten kesilmişti memeleri.
Ağlamaktan helâk olmuş bebeğin akıbeti belliydi
Bunu gözleri dönmüş İtalyanlar da bilirdi.
Bu toprakların mis kokusu gitti Graziani gelince
Kan kokusu sardı memleketimin her bir köşesini
Hürriyetin adına çıkılan bu yolda,
Taşla, sopayla karşı koyduk Graziani’ye yılarca.
Yurttaşlarımı koydular bir kampa
Bir ekmek ve bir bardak su…
Tutsak ettiler bülbülü paslı kafeste
Ötmesine tahammül edemediler bülbülün
Ve kadınlarımızın o güzel yüzünün,
Kan ağlatıp şeklini değiştirdiler.
Eli kolu bağlı ırzına geçtiler
Sonra da sarhoş olup güldüler.
Sopayı tanka vurduk, vücudu kurşuna siper ettik
Karşı koyduk kana susamış akbabalara
Onlar da tek çare;
Can boğazımıza çektiler uzunca teller
Tutsak etti bizi eli kana bulanmış katiller !
Ben Ömer Muhtar
Yürürken özgürlük yolunda ebedi,
Toprağa düşmüş bedenler cennettir bize.
Nefesimiz olan kadınların ırzının hesabı,
Sorulma farz olmuş on beş yaşındaki yiğide.
Üryan bebeler soracaktır analarını
Deyin ki cennette…
Ben Ömer Muhtar
Bu kadar mücadele ve dökülen kan sonunda,
Yakaladı beni Graziani
Gözümüzün gördüğünce bu memleket yeşerdi.
Parmaklıklar bu bülbülü kafesi oldu
Prangalar benim hürriyetimi boğdu
Biliyorum ki bir millet, zincirlerden kurtuldu.
Akıbeti belli olan mahkemede yargıladılar beni
Darağacına götürdüler halkıma feda olmuş bedenimi
Yağlı ilmeği boynuma doladılar,
Çektiler ayağımın altından tabureyi
Kadınlarımızın kendini yerden yere vurduğunu,
Bebeklerimizin ağladığını,
Esir erkeklerimizin gözünden akan kanı gördüm.
Birazdan Allah’ıma kavuşacağım…
Onları bu topraklardan kovduğumuzu da gördüm zamanla
Çünkü son nefesimi verirken,
Graziani selam durdu bana.
-Joker