BAYKUŞ AĞIDIzenginleştikçe yoksulaşır insanoğlu... .... zaman masum düşünceleri siler alacakaranlık çöker yeşil vadilere ıssız patikaların köy türküsünü dağlara, tepelere üfler rüzgâr kıvrıla kıvrıla... uzayan yollara el sallar hayalet çobanlar bacası tütmeyen damları mesken tutar hüzün boş tarlalarda üstü başı yırtık korkuluklar paslı traktörlere halay çeker kısırlaşan ormanları bir bir terk eder ağaçkakanlar... oy! beni vurun! asın dar ağacına keskin bıçaklarla kesin oluk oluk akıtın kanımı şimşek çarpsın gök paralasın tenimi -nasıl- unutur... bereket tüten bağlarını asma dallarından hevenk hevenk sarkan üzümleri su başlarında topuk vuran kişneyen yağız tayları selvi boylu kavakları... güleç yüzlü ninesinin is kokan ellerinden yediği tandır ekmeğini nasıl unutur toprağını nasıl unutur atasını çekip gidenler... ..... her gün sivrilen gökdelenleri selamlar gökyüzü sağa sola koşturan insanları taşır yalabık sokaklar mantarlaşmış kalabalıklara sorunlu dostluklar ahkam keser aynı perdenin iki yüzüdür yoksullukla zenginlik birlikte gülümser karanlığa... uçup gider kırlangıçlar bakir cennetlerin hayaliyle bilindik tavırlarıyla uğurlar mevsim metal yorgunu topraklarsa susar yapay çimlere tohum taşır karıncalar sanal papatyalardan taç yapar çocuklar dağlardan süzülen kar suyu masalını anlatır reklamlar ondokuz litrelik damacanalara... hızlanır yıllar insan kuş misali -kafeste insan kendi yalnızlığını emen- megaloman üretimsiz tüketim bağımlılık yapar metropoller göbeği palazlanan zenginleri peydahlar sürünür yerlerde emek birileri ölür birileri yaşar esaret için kelepçe, zindan gerekmez aşkolsun tutabilene kayan yıldızdır özgürlük birilerinde akıl tutulması, anlamaz tutukluğunu kimse kimseyi tanımaz yabancılaşır öz yurduna, yabancılaşır insanlığa alışır bencilliğe alışır zenginliğe, alışır sefalete alışır yalnızlığa... ..... oy! benim alnı kınalı dudağı yaralı “al yazmalı” memleketim masal mı oldun baykuşlar sızlatır mezar taşlarını... ayşe uçar 13-mart-2013 |
keyif aldık gönülden kutluyor saygılar sunuyorum..