Dokundum
uzattım elimi göğün göğsüne
belli belirsiz bir zar’a dokundum ağustos ortası kor nefesine kanımı donduran kar’a dokundum gerdanı bembeyaz gözleri mercan yolumu şaşırtan yel’e dokundum sıra gecesinde feryad-ı figân canımı titreten tel’e dokundum şimdi hangi sin’e sığar bu yürek alnında ok duran kaş’a dokundum o verdi elime kazmayla kürek başıma dikilmiş taş’a dokundum gözlerim tavanda ömür mizanda arafı ayıran kıl’a dokundum tam işler yoluna girdiği anda kırkbeş masumane yıl’a dokundum ah bana zülmeden bahar küleği gönlümün yükselen kanlı direği geçkin baharların hayal süreği peşinden bastığın iz’e dokundum müsterih ol gülüm kararım kesin ardımdan el alem ne derse desin bu vebal üstüne kaldı bilesin boynuma dolanan ip’e dokundum Faruk CİVELEK |